tmrtavuk hakımızda söylentiler ve çalışmada olan eksiklerimizi ve üretim için uygun saglık ortamı sahlanmakta olup yeni kurulan firma tavuk çeşitlerimiz ve organik yumurta ve tavk çanlı satımı
Tavuk çiftliği kurulum Kurmak istediğiniz tavuk çiftliği tamamen sizin bu iş için ayırdığınız bütçeye bağlıdır. Sitemizde de görebileceğiniz prefabrik kümesler sizlere tavuk çiftliği seçimi konusunda yardımcı olacaktır. Ülkemizdeki genç çiftçiler 3 tip tavuk çiftliği sahibidirler; Prefabrik Kümes Çadır Kümes Ahırdan bozma kümes Tarım Bakanlığının Tavuk Yetiştiriciliği ve Bakımı hakkında son çıkardığı Yönetmeliklere göre; 250 adete kadar tavuklarınız için Çadır Kümes yapmanıza müsade edilmekte, ancak 250 adedin üzerinde Tavuk sayısı olan kümes yapacaksanız eğer, gerek hayvan refahı ve gerekse gıda sağlığı açısından yaratacağı olumsuz durumlar dikkate alınarak mutlaka "Biyo Güvenlik Kuralları"na haiz bir Prefabrik Kümes yapmanız istenmektedir. İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri halen mevcut olan, yani önceden yapılmış içinde 250 adedin üzerinde Tavuk Bakımı yapılan Çadır Kümesleri saha kontrollerinde ziyaret ettiklerinde ve tesbit ettiklerinde mutlaka Prefabrik Kümese dönüştürmeleri için uyarmakta, bunu için bir süre vermekte ve bu sürenin sonunda dönüşümün gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol ederek sonuca göre yasal işlem yapmaktadırlar. Bu konuda kesilen cezalar da oldukça yüksek meblağlarda olmaktadır. Böyle bir riski almamanızı tavsiye ederiz. Bu cezalarla karşı karşıya kalmamak için ilk baştan, besleyeceğiniz Tavuk sayısına karar vermeli, buna göre kümes seçimi yapmalı ve seçtiğiniz kümesi yaptırabilecek bütçeye de sahip olmalısınız. Eğer devlet desteği kullanacaksanız hatırlatmak isteriz ki ; Tüm harcamaları önce siz cebinizden yapıyorsunuz, sonrasında işi uygulayan kümesi kurdurduğunuz ve tavuklarınızı aldığınız firmadan alacağınız faturaları destek alacağınız ilgili devlet kurumuna götürüp veriyorsunuz, ödemeyi devlet size yapıyor kümesi yapan firmaya değil. Bu nedenle tüm bu masrafları baştan karşılayabilecek bütçeniz yoksa işi yaptırmanız çok zordur.
Gezen Tavuk Yumurtası Yumurta; protein, omega3, omega6, kolin, selenyum, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, sodyum ve çinko beraberinde A, D, E, B vitaminlerini içermesi bakımından zengindir.Fakat her yumurtanın aynı olduğu söylenemez. Market yumurtaları; vitaminlerle, kısmen antibiyotik ve hormonlarla gelişim süreci hızlandırılmış, gün ışığı görmeyen tavuklardan elde edilmektedir. Serbest gezen tavuğun yumurtası ise tamamen doğal içerikli yem, bitki ve topraktaki organizmaları yiyen tavuklardan elde edilmektedir. Uzmanların en çok tavsiye ettiği yumurta, gezen tavuk yumurtasıdır. Serbest gezen tavuğun yumurtası ile market yumurtası arasındaki en önemli fark, besin değeridir. Gezen tavuk yumurtası normal yumurtaya göre 3 kat daha fazla E vitamini, 1,5 kat daha fazla A vitamini, 7 kat daha fazla beta karoten, 3 kat daha fazla omega3, 1/3’ü kadar kolesterol içerir.Görüldüğü gibi yumurta çok besleyici faydalı bir besindir. Fakat yumurta seçerken dikkatli davranıp gerçekten sağlıklı olanı satın almak, en az yumurtanın ne kadar zengin bir içeriğe sahip olduğu kadar önemlidir. GEZEN TAVUK (FREERANGE) yumurtası en sağlıklı ve besin değeri yüksek yumurtadır. Çünkü tavuklar özgürdür ve doğal yem ile beslenir. Tavuk çiftliklerindeki tavuklar, özellikle hızlı yumurtlamayı sağlayan suni yemler ile beslenir, besin değeri daha düşüktür. GEZEN TAVUK yumurtası kadar sağlıklı olduğu asla söylenemez. Londra Metropolitan Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma sonucunda; büyük çiftliklerde hiç hareket etmeden yetiştirilen tavukların, en az kırmızı et kadar yağlı olduğu, bu nedenle sağlık için beyaz et yemenin bir farkı kalmadığı ortaya konuldu. Uzmanlara göre, bugün masamızdaki tavuklar, 1970’lerdekinden yüzde 50 daha yağlı. Üniversitenin araştırmasında şöyle denildi: “Son 30 yılda tavuklar yüzde 50 daha yağlı hale geldi. Bugün derisiyle pişirilen bir tavuğun, kırmızı etten yağ açısından bir farkı kalmadı. Tavuklar artık otlak yerlerde yetiştirilmiyor. Bu nedenle, tavuklar ve yumurtaları, Omega3 yağ asitleri yani iyi yağ denilen kimyasal maddelerden yoksun kalıyor. Bu Omega3 yağ asitleri beynin gelişimi için çok gerekli.”İnternet ortamında gezen tavuk yumurtasının neden tercih edilmesiyle ilgili sayısız veri bulunmaktadır. Özellikle yabancı üniversitelerin Zootekni bölümünde birçok makale yazılmaktadır. Bizim tahminimize göre yakın zamanda, kafeste yumurta üretimi tamamen kalkacaktır. Nitekim Avrupa’da bu konuyla ilgili çalışmalar başlamıştır.
KANATLI HAYVANLARIN ÖNEMLİ HASTALIKLARI Hastalıklar tavuk yetiştiricisinin korkulu rüyasıdır. Civcivlerin, piliçlerin, tavukların bakım ve beslenmelerinin çok önemli olması yanında yetiştiriciler çok çeşitli hastalıklarla mücadele etmek durumundadırlar. Fakat hastalıklar o kadar çeşitlidir ki... Her hastalık ayrı bir bilgi ister. Bu konuyu da öğrenirseniz, hastalıklar hakkında epeyce bilginiz olacak. Ama hala yeterli sayılmaz. öldürücü olanı var, olmayanı var. Ama her biri mutlaka verimi düşürüyor. Yani kazancı azaltıyor. Tedbirli olursak, bilgili olursak, bilinçli olursak, bu hastalıklar kümesin kapısına uğrayamaz. Birazcık ihmal, büyük zararlara davetiye çıkarmaktır. Hastalık çıktıktan sonra yapılacak işler hem azdır, hem zordur. Önemli olan, hastalığı kümese yaklaştırmamak. Bu hem garantili, hem kolay, hem ucuz. Temizlik, Titizlik, Aşı. Bunlar üç kardeş, üçü de hastalığa karşı en sağlam önlemdir.En belirgin özelliklerini ortaya koyarak bu hastalıkları tanımanıza yardımcı olmak istiyoruz. Siz değerli Müşterilerimize uyarılarımız var, tavsiyelerimiz var. HASTALIKLARIN SINIFLANDIRILMASI Kanatlı hayvanların sağlığını ve dolayısıyla da verimlerini olumsuz yönde etkileyen bozuklukları ve hastalıkları başlıca iki grupta toplayarak inceleyebiliriz: A- Mikroorganizmalardan ileri gelen bulaşıcı hastalıklar: Kanatlı hayvanlar arasında mikroorganizmaların sebep olduğu bulaşıcı karakterli hastalıklardır. Bulaşıcı olan hastalıklar kendilerine uygun ortam bulduklarında hayvanlar arasında kolayca yayılarak salgınlar meydana getirir ve büyük ekonomik kayıplara sebep olurlar. Bu hastalıkları dört grupta inceleyebiliriz: 1- Bakteriyel hastalıklar: a) Kanatlı tifosu b) Kronik Solunum Sistemi Hastalığı – CRD c) Inf. Synovitis - Ms d) Kolibasillozis 2- Viral hastalıklar: a) Newcastle - ND b) Marek- MD c) Gumboro - IBD d) Enfeksiyöz Bronşitis - IB e) Egg Drop Syndrome – EDS/76 f) Çiçek 3- Mantar hastalıkları, 4- Paraziter hastalıklar: a) Koksidiyoz b) Tavuk askariyazisi c) Histomoniasis d) Dış parazitler Hayvanları bulaşıcı hastalıklardan korumada aşılama, ilaçlama, dezenfeksiyon, sağlık koşullarının düzeltilmesi ve koruyucu önlemlerin alınması, uygulanması ve titizlikle devam ettirilmesi gereklidir. B- Mikroorganizmalardan ileri gelmeyen, bulaşıcı olmayan hastalıklar: Bu hastalıkları üç grupta inceleyebiliriz: a-Beslenme hastalıkları b-Zehirlenmeler c-Kalıtsal hastalıklar Bulaşıcı olmayan hastalıklar mikroplardan kaynaklanmadığı için bir hayvandan diğerine bulaşmaz, fakat bazı şartlar altında bulaşıcı hastalıklar kadar ekonomik kayıplara sebep olurlar. 1-Bu hastalıklar hayvanların yem karışımlarında bulunması gereken protein, aminoasit, mineral madde ve vitaminlerin yeterince olmamasından veya yokluğundan kaynaklanır. 2-Kimyasal maddelerin veya bitkisel kaynaklı zehirlerin yemlerle belli miktardan fazla alınması sonucu meydana gelir. 3-Bazı bozukluklar hayvan türleri arasında nesilden nesile aktarılırlar ve bazıları da civcivin yumurta içinde gelişimi sırasındaki kuluçka hatalarından dolayı anomaliler oluşur. Kanatlı Hayvanlarda Görülen Bakteriyel Hastalıklar 1- Bakteriyel Hastalıklar : a) Kanatlı Tifosu Bütün kanatlılarda görülebilir. Bulaşıcıdır, öldürücüdür. Hayvanlara iki yoldan bulaşır. 1.Yumurta ile bulaşma: Tifolu tavukların yumurtası tifo mikrobu taşır. Bu yumurtalardan çıkan civcivler hastalığı diğer civcivlere de bulaştırır. 2.Yatay bulaşma: Hasta tavuklardan diğerlerine doğrudan bulaşma şeklidir veya hastalık bulaşmış yemlik, suluk, yem, kümes ekipmanları ile diğer tavuklara da hastalık bulaşabilir.Hasta hayvanlar Hastalığın görülmesinden sonraki 10 gün içerisinde ölümlerde başlar. Ölüm oranı yüzde 20-80 arasında değişir. Hayvanlar durgunlaşır. Tüyleri kabarır, ibik ve sakalları solgundur. Yeşilimsi bir ishal görülür. Teşhis--Laboratuvara yeteri kadar hasta ve ölü hayvan götürülür. Bunlardan hastalığın teşhisi yapılır. Tedavi--Hastalık çıkınca hemen tedaviye başlanmalı. Antibiyotikler kullanılır. Ancak her zaman kesin sonuç alınamaz. Tedavi gören hayvanların yumurtaları damızlık olarak kullanılmaz. Temizlik + Titizlik---Tifodan korunmak kolaydır. Kümesler iyi dezenfekte edilirse, kümeslere giriş-çıkış kontrollü olursa, yumurtalar hastalık olmayan işletmelerden alınırsa, kümeste tavuk tifosu testleri yaptırılırsa tifo kümese uğrayamaz. b) Kronik Solunum Sistemi Hastalığı ( CRD : Si-ar-di ) Ülkemizde çok yaygın bir hastalıktır. Piliç, tavuk ve hindilerde görülüyor. Genç hayvanlar daha çok yakalanıyorlar. Bulaşma solunum yolundan olmaktadır. Hastalığı atlatan bir hayvan, uzun zaman yumurtası ile hastalık üretir. Ayrıca bulaşık yem ve sular, toz-toprak hastalığı nakleder. Hasta hayvanın soluğu daralır. Hastalar hırıltılı nefes alır. Zor soluduğu için başını öne uzatır, ağzını açar, ötermiş gibi nefes alır. Burun akıntısı vardır. Hindilerde burun ve göz akıntısı görülür. Hayvanın gözleri kapanır. Etçi sürülerde hastalık 4-8 haftalık piliçlerde görülür. Yem tüketimi azalır, kilo kaybı olur. Teşhis Öncekilerle aynı. Hasta ve ölü hayvanlar laboratuara götürülür, teşhis orada konur. Tedavi Yem ve sular ile antibiyotikler verilir. Yemlere protein, mineral madde ve vitamin ilaveleri yapılır. Korunma şart! Bu hastalık tavuk ve hindi yetiştirilen her yerde görülüyor. Hastalığın yumurta ile geçtiğini unutmayalım. Onun için damızlık ve kuluçka işlerinde yumurtaların kontrolü çok önemli. Kümesin ısısı, ışığı, nemi, havalandırılması uygun olmalıdır. Kümes asla kalabalık olmamalı. Elbette temizlik ve dezenfeksiyon korunmanın ilk şartıdır. c) Enfeksiyöz Sinovitisn Hastalık genç hindilerde ve piliçlerde eklemlerin şişmesi ile belirir. Bulaşıcıdır. Mikrobu taşıyan yumurtalardan geçer. Hayvandan hayvana da bulaşır. Hayvanın ibiği solar, küçülür, tüyleri kabarır, bacak eklemleri şiştiği için hayvan zor hareket eder. Hayvan gitgide zayıflar kurur. Teşhis için laboratuvara hayvan götürülür. İlaçla tedavi yapılabilir. Antibiyotikler, vitaminler kullanılır. Temizliğe önem verilir. Hasta olanlar ayrılır. d) Kolibasillozis Mikroptan ileri gelir. Ya tek başına hastalık yapar ya da başka bir hastalığa eşlik eder. Dışkı ile kirli yumurtanın kabuğundan içeri sızan mikrop, içerideki civcivi hasta eder veya öldürür.Günlük civcivlerin göbek deliğinden içeri girer, her türlü yaralardan bulaşır. Öldürücüdür. Bazen birden bire ölümler başlayıverir. Başlangıçta hiçbir belirti görülmez. Belirti olduğunda bunlar diğer hastalıklarınkine benzer. Yani durgunluk, iştahsızlık, tüylerin kabarması gibi belirtiler görülür. Mikrop, kirli yumurtanın kabuğundan içeri girdiyse içerideki civciv yumurtadan çıksa bile çok yaşamaz. Yaşayabilenler de işe yaramaz. Bunları hemen ayırmalıdır. Göbek deliğinden mikrobu alan civcivlerde sarı kesesi yangını oluşur. Hayvan takatsizdir. Karnı şişkindir. Göbek civarı yangılıdır. Hastalık eklemlere de yerleşebilir. Eklem bölgeleri şişer. Sıcak ve ağrılı olur. Hayvan yürüyemez. Teşhisi kolay değildir Başka hastalıklarla karışır. Hastalığın kendine ait belirtiler ortaya çıkmaz. Doğru teşhis laboratuvarlarda olur. Hasta olan birkaç hayvan laboratuvara götürülür, orada teşhis konur. Tedavi için antibiyotik Durumu iyi görünen hastalara antibiyotik veya sülfonamid grubu ilaçlar verilebilir. Bunlar yem ve suları ile veya şırınga ile verilebilir. Önce yumurta temizliği Kirli yumurtalardan sakınmalıdır. Yumurta çok az kirliyse, fırça ile kuru kuruya temizlenmelidir. En iyisi kuluçkaya alınacak yumurtaları fumigasyondan geçirmek. Kuluçka makineleri de çok iyi dezenfekte edilmelidir. Diğer kanatlı hastalıklarında olduğu gibi kolibasillozis de temizliğe dikkat ederek önlenebilir. Kanatlı Hayvanlarda Görülen Viral Hastalıklar 2-Viral Hastalıklar : a) Newcastle (Nevkastıl ) Hastalığı İşte çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık Newcastle! Diğer adı Yalancı Tavuk Vebası. Yurdumuzun her yerinde ve dünyada da çok yaygın bir hastalık. Bulaşma yolları solunum ve sindirim sistemleri. Hastalık mikrobu ile bulaşmış yem, su, malzemeler ve ekipmanlar ile hayvandan hayvana geçer. En sevdiği şey pislik... Hastalık pis ve bakımsız kümeslerde kolayca çıkar. Hayvanlarda stres varsa, kümes sıkışık ise hastalığın çıkışı daha çok görülür. % 90' a varan ölümlere yol açar. Aniden ölümler başlar. Sürüde birden bire ölümler başlayıverir. Hayvanlar bitkindir, hızlı ve hırıltılı solurlar, öksürük görülür. Kanat bacak, boyun felçleri meydana gelir. Genç hayvanlar daha şiddetli hastalanır. Yem yiyemezler, yumurta verimi düşer, kalitesiz, kabuksuz yumurtalar atar. Teşhis Buna benzer başka hastalıklarda var. Acaba hangi hastalık diye, laboratuvara hasta ve ölü hayvan yollanır. Orada teşhis konur. Bu hastalığı kümese sokmayalım Çok bulaşıcı. Çok öldürücü. Bu hastalığı kümesimize uğratmamak lazım. Ne yapalım? Önce temiz bir kümes: Temizlik ve dezenfeksiyon hakkınca yapılmalı. Sürüye dışarıdan olur- olmaz hayvan getirip katmamalı. Dışarıdan gelen viyolleri, çuvalları kümese sokmamalı. Her isteyen kümesimize girmemeli. Yumurta ve civciv alınacak işletmeler iyi tanınmalı, rastgele yerlerden alınmamalıdır. Her önlemin başı: AŞI Aşı hastalığın en önemli tedbiridir. Bütün bir sürüde hastalığa karşı bağışıklık sağlar. Kullandığımız iki aşı var. HB1 ve Lasota . HB1 aşısı 30 günlüğe kadar hayvanlara iki defa yapılır. Lasota aşısı 24 günlükten büyük hayvanlara ikinci veya daha sonraki aşılarda içme suyu, sprey veya adaleden olarak uygulama yapılır. Aşı temiz şartlarda yapılmalıdır. Tarifine göre uygulanmalıdır. Aşılamadan 15 gün sonra kan muayenesi yaptırılarak bağışıklık durumu kontrol edilmelidir. b) Marek Hastalığı Hayvanların iç organlarında tümörler meydana gelir. Bulaşıcıdır, öldürücüdür. Kümesin tozlu havasına karışan mikrop (virüs) hayvanları hasta eder. Virüs bulaşmış ekipman, yem, su, altlık da hastalığı nakleder. İki şekilde görülür: 1.Kronik şekil: 10-15 haftalık tavuklarda görülür. Hastalık hafiftir. Ölüm azdır. Hayvan durgun, iştahsız, ibik ve sakalları solgundur, zayıflar. Bacaklarda ve kanatlarda felç meydana gelir. Bu yüzden bacağın biri ileriye, biri geriye doğru uzanır. Kanat düşer, yerine dönemez. Parmaklar bükülür. Boyun çarpılır. Göz donuklaşır, körlük olabilir. 2.Akut şekil: Hastalık hızlı gelişir. Ölüm fazladır. Hastalığın belirtileri aynıdır. Felçler vardır. Teşhis için laboratuvara ölü ve hasta hayvan götürülür. Böylece Marek’e benzeyen başka hastalıklardan ayırt edilir. Tedavisi yo İlaçla tedavi mümkün değil. Hastaları ayırmalı, yok etmeli. Kümes güzelce dezenfekte edilmelidir. Aşılanmamış civciv almayalım! Civcivler bir günlük iken Marek aşısı yapılmalıdır. Aşılanmamış civcivleri kümese sokmamak lazımdır. Aşı hastalığı yüzde yüz önlemez. Ancak hastalık çıksa da ölüm pek az olur, hastalık hafif geçer. Civciv aşısından sonra 3-4 haftalık olunca bir aşı daha yapmakta yarar vardır. c) Gumboro Hastalığı Bulaşıcı öldürücü bir hastalık daha! Hem de hayvanların yüzde 80-90’ı yakalanabiliyor. Yüzde 10-15 kadar olan ölüm oranı genç hayvanlarda, stres de varsa, yüzde 30’lara çıkabilir. Genellikle 4-12 haftalık hayvanlarda görülür. Nasıl bir hastalık? Tavukların hastalığı. Tavuklarda titreme halsizlik, zayıflama ve ishal olur. Hasta piliçler gelişemezler. Bir kümeste hastalık varsa, buraya konan bütün tavuklarda hastalık çıkar. Bulaşma ağız yolundan olur. Dışarıdan getirilen hasta hayvanlar, hastalığı kümese sokar. Hastalık taşıyan araç, gereç, yem hastalığı kümese taşır. Etçi tavuklar hastalıktan çok etkilenirler. Hasta hayvanlar daha fazla yem tüketirler, maliyet yükselir. Hastaların durumu önce durgunluk vardır. Kıç etrafındaki tüyler dışkı ve toprakla kirlenmiştir. Beyaz ve sulu bir ishal görülür. Bitkinlik, titreme, tüylerin kabarması ve oturma isteği ortaya çıkar. Teşhis Başka hastalıklara benzediği için, onlarla karıştırılabilir. En iyisi laboratuvara materyal götürerek kesin teşhisi yaptırmaktır. Maalesef tedavisi yok Hiçbir ilaç hastalığı tedavi edemez. Hastalar ayrılır, bulaşmadan şüpheli olanlar yok edilir. Yemlere vitamin ve mineral takviyesi yaptırılır. Dezenfeksiyon nasıl olmalı Kümeslerde çok iyi bir dezenfeksiyon yapmalıdır. Hastalık etkeni dış şartlara çok dayanıklı olduğu için mücadelede en kritik nokta çok etkin ve dikkatli bir devre arası temizlik ve dezenfeksiyonun yapılması gerekir. Aşı uygulamalarını nasıl yapacağız? Gumboro hastalığı ile mücadele diğer önlemlerin yanında etkin bir aşılama ile olmaktadır. Ancak bu hastalığa karşı tek bir aşılama programı önermek mümkün değildir. Aşılama programları düzenlenirken çevredeki hastalık riski, civcivlerdeki anadan geçme koruyucu maddelerin durumu, hayvanların yetiştirme yönü, aşılanacak hayvanların sağlıklı olmaları, kümesin temizlik durumu dikkate alınmalıdır. d) Enfeksiyöz Bronşitis Hastalığı Çok bulaşıcı bir akciğer hastalığıdır. Yumurtayı bozar, verimi düşürür, ölüme yol açar. Nedeni bir virüstür. Bulaşma solunum yolundan olur. Kümesin tozlu havasına karışan mikroplar hastalığı bulaştırır. Üzerinde virüs taşıyan her canlı ve cansız bulaşmaya neden olur. Öksürük, aksırık, hırıltı! Burun akıntısı, öksürük, aksırma ve tıksırma görülür. Hayvan hırıltılı nefes alır. Gece ve sabahları bu sesler çok belirgindir. Bazen virüs böbreklere de sıçrar. O zaman idrar kana karışır, hayvanın ibiği morarır, tüyleri karmakarışık olur. Hayvan bol su içer, dışkısı sulanır, altlık ıslanır. Hastalığın 6'ıncı gününde ölümler başlayabilir. Bir hafta süren ölümlü dönemde hayvanların yüzde 5' i ölebilir. Civcivler hastalığa daha az dayanabilir. Hastalık yumurta kanallarını zedeler. Onun için yumurtaların içinde, kabuğunda değişiklikler olur. Yumuşak kabuklu, şekilsiz yumurtalar görülür. Hastalığı atlatan hayvanların yumurtaları da hep bozuk şekilde çıkar. Teşhis laboratuvara götürülen ölü veya hastalıklı hayvanlara bakılarak konur. İki çeşit aşısı var Ülkemizde H52 ve H120 adında iki aşı kullanılmaktadır. H120 ile birinci günden başlayarak burun-göz damlası şeklinde aşılama yapılır. Püskürtme de yapılabilir. Hastalık yaygın görülmüyorsa, üçüncü haftada aşılama yapılır; 8 inci, 9 uncu haftalarda tekrarlanır. Yumurtaya geçmeden önce son bir aşılama yapılır. Ama aşılama yapılmadan, ilkin bir kan muayenesi yaptırılmalıdır. Son aşılama H52 ile yapılacaksa, 15-17. haftalarda içme suyu ile yapılmalıdır. Ayrıca kümes hijyenine dikkat etmeli, hasta hayvanlar ayrılmalı, yemlerdeki protein azaltılıp, vitamin ve mineraller çoğaltılmalı, stres önlenmelidir. e) Eds Hastalığı (Egg Drop Syndrome = EDS/76) Yumurta kanallarını tahrip eder. Bu yüzden yumurtaların kalitesi bozulur. Bazen yüzde 1-3 kadar ölüme de yol açabilir. Hastalığın nedeni virüstür. Hasta hayvanın dışkısından diğerlerine bulaşır. Kirli yumurtalardan civcivlere geçer. Hastalık yumurtanın bozulmasından anlaşıldığı için yumurtlamayan tavuğun hasta olduğu anlaşılamaz. Yumurta verimi düşer Hastalıklı sürüde yumurta verimi düşer. Yüzde 10-15 oranında verim düşüklüğü meydana gelir. Yumurtalar küçülür. Üstleri pürüzlenir. İnce kabuklu olabilir, kabuksuz çıkabilir. Yumurta akı sulanmıştır. Bazı hayvanlarda hafif solunum güçlüğü görülebilir. İshal de olabilir. Ama bunlar 8-10 günde geçer. Seyrek olarak ölüm olayları görülür. Teşhis için laboratuvara yeteri kadar hayvan götürmelidir. Hastalara antibiyotikler, sülfonamidler verilirse, başka hastalıkların da gelmesi önlenmiş olur. Yemlere protein, vitamin, mineral takviyesi yapmalıdır. EDS aşısı Yumurta dönemine girmeden önce EDS aşısı yapılır. Aşıdan 15-20 gün sonra kan muayenesi yapılır, hastalığa karşı bağışıklığın olup olmadığı öğrenilmiş olur. f) Çiçek Hastalığı Nedeni bir virüstür. Bu virüsler sıyrık veya yaradan deriye girer, bir kabarcık yapar, içi su toplar, iltihaplanır. Zamanla kurur, kabuklaşır. Kabuklar deriden ayrılıp düşer. Ama bu parçaların içi virüslerle doludur. Onlar tekrar başka hayvanlara geçip, onlarda da çiçek yapar. Bu virüs sıcağa, soğuğa, güneşe, dezenfektan ilaçlara da çok dayanıklıdır. Virüs ayrıca ağız boşluğunda, dilde, yutakta da bozukluklar yapar. Çiçek ölümlere yol açar. Kümesler kalabalık, rutubetli, kirli ve soğuk ise ölenlerin sayısı fazla olur. Çiçek iki şekilde ortaya çıkar: 1)Deri Çiçeği Şeklinde Sakal, ibik, yüz, ağız ve göz kenarları ile tüysüz deride küçük kabarcıklar yapar. Gaga kenarlarında da görülür. Hayvan ağzını açamaz, beslenemez, verimi düşer. Bu şekilde çiçekte ölüm olayı nadirdir. 2-Difteri Şeklinde Ağız boşluğu, dil, yutak, yemek ve soluk borusunda üstü gri-sarı renkli zarlar oluşur. Bunlar bütün bölgeyi kaplayabilir. Tutulup kaldırılırsa altı kanar. Kötü kümeslerde yüzde 50’ ye varan ölümler görülür. Teşhis laboratuvar incelemeleri ile kesinleşir. Bunun için laboratuvara yeter sayıda hayvan götürmelidir. Tedavi Özel bir ilacı yok. Hastalar hemen ayrılır. Kabarcıkların ve zarların üzerine gliserin iyode sürülür. Ağız boşluğundaki zarlar pens ile dikkatlice kaldırılır, yerine gliserin iyode sürülür. Aşı yapılabilir Hastalık çıkan kümeslerde güvercin çiçek aşısı uygulanır. Sağlam kümeslerde 1,5 – 2 aylık iken tavuk çiçeği aşıları uygulanır. Çiçek aşıları hayvanların bacak derisine fırça ile sürülerek yapılır veya kanat zarına iğne batırılarak da yapılabilir. Aşılamadan sonra üç hafta içinde bağışıklık başlar ve 1 yıl sürer. Güvercin çiçek aşılarının verdiği bağışıklık 3-4 ay sürer. Kümes Hayvanlarında Aşı Uygulamaları Aşı bir ilaç değildir. Hayvanları çeşitli hastalıklardan korumak üzere hazırlanmış biyolojik bir maddedir. Kümes hayvanlarında ortaya çıkan birçok hastalığın ilaçla tedavisi yoktur. Bu hastalıklara karşı hayvanlar ancak aşılama yolu ile korunabilir. Fakat aşı uygulamalarından istenilen faydayı temin edebilmek ayrıca aşıların bir takım olumsuz etkilere yol açmaması için bazı hususlara dikkat etmek gerekmektedir. Bunlar maddeler halinde kısaca sıralanacak olursa: Aşının kullanma talimatlarına uyulmalı, aşıyı uygulayacak olanlar uygulamadan önce kullanma talimatlarını dikkatle okumalıdırlar. Günü geçmiş, kaçak, etiketsiz, soğukta muhafaza edilmemiş aşılar kullanılmamalıdır Aşılar güneş ışınlarından, ani ısı değişikliklerinden korunmalı, buzdolabında +40C’ de muhafaza edilmelidirler. Aşıları uygulayacak olan şahıslar temiz tulum, başlık, eldiven giymeli ve sprey aşılamalarında ağız burun maskesi kullanmalıdırlar. Sprey aşılamalarında kullanılacak aletlerin amacına uygun olarak çalışıp çalışmadığı dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir. İçme suyu yolu ile uygulanacak aşılarda kullanılacak su klorsuz olmalı ayrıca dezenfektan, deterjan, sabun içermemelidir. Aşılar sadece sağlıklı hayvanlara uygulanır. Kümeslerde bir hastalık durumu söz konusu ise veya kümes şartlarında bir problem varsa asla aşı uygulaması yapılmamalıdır. Aşılama sırasında hayvanları hırpalayacak hareketlerden kaçınılmalı, acele edilmemelidir. Aşıların hayvanların hepsi tarafından ve yeterli miktarda alınması sağlanmalıdır. Yarım kalmış sulandırıldıktan sonra 3-4 saat geçmiş aşılar kullanılmamalı, canlı aşılar sulandırıldıktan sonra en fazla 2 saat içerisinde kullanılmalıdır. Boş aşı şişeleri etrafa atılmamalı bir yerde toplanmalıdır. Aşılar, burun-göz, gaga daldırma, sprey, içme suyu, kanat zarına batırma, enjeksiyon tarzında uygulanabilirler. Gerek uygulama yolları gerekse aşılama programları için Veteriner Hekimlere danışılmalıdır. Aşılama türüne göre değişmek kaydıyla aşılamadan yaklaşık 15-20 gün sonra yeterince hayvandan kan alınarak bağışıklık durumunu kontrol etmek amacıyla bir laboratuvara gönderilmelidir. Eğer yeterli bir bağışıklık durumu tespit edilmemiş ise uygun bir süre sonra aşı uygulanması tekrarlanmalıdır. Aşılama öncesinde ve sonrasında hayvanlara vitamin-mineral madde uygulaması yapılabilir. Kanatlı Hayvanlarda Görülen Mantari Hastalıklar 3- Mantar Hastalıkları : Başta, ibiklerde, sakal ve yanaklarda yayılan kellikler meydana getiren hastalıklardır. Mantar dediğimiz etken, bir hastalık sebebidir. Mantarlar deride ve iç organlarda yerleşip bozukluklar yaparlar. Nasıl bozukluklar Deride kepeklenme ve kabuklanma olur. Kıllar dökülür, ibikler kalınlaşır, morarır, parçalanır. Hayvanlarda pis bir koku oluşur. Hayvan halsizleşir, zayıflar, verimi azalır. İç organlara yerleşenler, akciğer ve beyinde bozukluk yaparlar: Hızlı solunum, güç nefes alma, titreme, felç, kendi etrafında dönme, ishal gibi belirtiler oluşur. Ergin hayvanlar ölmezde, iyide olmaz. Ama verimleri düşer. Bazı mantarlar tozlu hava ile, nefes alırken vücuda girer. Bazıları da yumurtanın kabuğundaki delikçiklerden içeri girer. Teşhis laboratuvarda yapılır. Tedavi zordur, ucuz değildir. En iyisi hastalığın çıkışını önlemektir. Onun içinde temizlik ve dezenfeksiyon başta gelir. Kümeste hava cereyanı olmamalıdır. Hasta olanlar derhal kümesten ayrılmalıdır. Kanatlı Hayvanlarda Görülen Paraziter Hastalıklar 4- Paraziter Hastalıklar a) Koksidiyoz (Kanlı ishal) Kanatlıların bağırsaklarında yerleşen bir parazit var. Bunlara Eimeria denir (aymerya). İşte hastalığı bu Eimerialar yapıyor. Koksidiyoz, bir kümese girdiğinde hayvanları kırar geçirir. Korkunç bir salgın yapar, çok sayıda ölüme yol açar. Genç hayvanlar daha hassastır. 4-6 haftalık olanlar bu hastalıktan çok etkilenirler. Bulaşma ağızdan olur Hasta hayvanların dışkısı ile çıkan parazit yumurtası (oosit) başka hayvanların ağzından girer, bağırsağına ulaşır. Bu yumurtaları kümesten kümese, insanlar da ayakkabı, elbise, malzeme ile taşırlar. Hatta böcekler ve kuşlar da bu oositleri taşıyabilirler. Hastalıklı bir hayvanın dışkısı ile çıkan her oosit hastalık yapmaz. Bunun için sporlanma dediğimiz bir döneme girmesi gerekir. Sporlanma olabilmesi de ısı ve rutubete bağlıdır. Uygun ısı ve uygun nem yoksa, sporlanma olmaz. O zamanda oosit hastalık yapacak güce erişemez. Islak altlık zararlıdır Bir kümeste altlık kuru ise, koksidiyoz yapan oosit sporlanamadığı için, ölür gider. Hastalık kolayca çıkamaz. Tavuklar sık değilse, kümeste sıkışıklık yoksa, hastalık ihtimali azalır. Kalabalık kümeslerde bulaşma kolay olur. Hasta hayvanların dışkısı suludur. İçinde kan lekeleri vardır. Bazen portakal renkli sümüksü bir dışkı görülür. Kanatlar düşer, hayvan kambur durur, tüyleri kabarır. Hayvanlar oturur şekildedir. Birbirlerine sokulup kümeleşirler. Teşhis laboratuvarlarda olur. Uzmanlar dışkıda oosit ararlar, bağırsakları mikroskopta incelerler. Hemen tedaviye geçmelidir. Çeşitli ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir. Veteriner hekimler uygun ilaçları tavsiye eder. Yem ve su ile verilen ilaçlar etkili olur. önceden, antikoksidiyal ilaçlar kullanalım mı? Koksidiyozu önleyici ilaçlar, hastalık çıkmadan da kullanılabilir veya bunlar yalnızca hastalık çıktıktan sonra kullanılır. Hayvanlar koksidiyoza karşı aşılanarak bağışıklık sağlanabilir. İstenirse bir yandan antikoksidiyal ilaçlar, bir yandan da antibiyotikler verilebilir Tekrar edelim ki, kümeslerde rutubet önlenmelidir. Tavuklar sıkışık olmamalıdır, kümes havası temiz, altlık kuru olmalıdır. b)Tavuk Askariyazisi (Solucan Hastalığı ) Sarımsı-beyaz renkli, 5-12 santim uzunluğunda solucanlardır. Tavukların, hindi ve kazların ince bağırsaklarında yaşar. Dişi solucanın yumurtası dışkı ile çıkar, başka tavukların ağzından girdiğinde ince bağırsağa gidip yerleşir. Askarit dediğimiz bu parazit bağırsakta çoğalınca ince bağırsağı tıkar. Bazen ishale yol açar. Çok fazla parazit hayvanı öldürür. Askaritli hayvanlar zayıflar, yumurta verimi azalır. Teşhis, dışkının ve ölen hayvanın bağırsaklarının laboratuvarda incelenmesiyle olur. Ne yapılmalı ? Temizlik kurallarına uyalım, genç hayvanlarla yaşlıları bir arada tutmayalım, Veteriner Hekimin tedavi ve tavsiyelerini yerine getirelim. c)Histomoniasis ( Karabaş Hastalığı ) Tavuk ve hindilerde çok görülür. Hindiler için en tehlikeli hastalıklardandır. Fazlaca ölüme neden olur. Hindi yetiştiricilerini bunaltan bir hastalıktır. Hastalığa parazitler yol açar. Bu parazitler ya karaciğere yerleşir ya da bağırsaklara yerleşirler. Bulaşma üç şekilde olur Birincisi, parazitin yumurtası dışkı ile çıkar, oradan diğer hindilerin vücuduna geçer. İkincisi, parazitin kendisi dışkı ile çıkar, taze dışkı içindeki bu paraziti alan hayvanlara geçer. Yetişkin hindilerin midesinde ve taşlığında eritildiği için, bu şekildeki bulaşmada yetişkin hindiler hastalanmaz. Genç hindiler hastalanır. Hem de şiddetli bir salgın şeklinde hastalık çıkabilir. Üçüncüsü ise bildiğimiz solucanlar yardımıyladır. Parazitler solucanın içine yerleşir. Hindi bu solucanı yiyince onun vücuduna girmiş olur. Ölüm oranı çok yüksektir Çok öldürücü bir hastalıktır.3-12 haftalık hayvanlarda yüksek oranda ölümlere yol açar. Hastalık belirtisi görüldükten 2-3 gün sonra ölümler başlar. Yüzde 50-100 oranında öldürür. Yaşlı hindiler daha şanslı. Onlar hastalığı atlatabilirler. Hastalığın belirtileri Hayvanlar düşkündür, dermansızdır, uyuşuktur. Tüyleri kabarmış, kanatları sarkmış, kuyrukları düşmüştür. Başları öne eğik vaziyette ayakta dururlar. İshal vardır. Dışkının rengi sarı, kükürt rengidir. Anüs ıslak ve kirlidir. İbik morarmış, hayvanın başı siyah bir renk almıştır (karabaş). Ölen hayvanların kör bağırsağında kanamalar, yaralar göze çarpar. Karaciğerinüzerinde sarı-yeşil renkli bozulmalar vardır. Teşhis için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Hasta ve ölü hindiler laboratuara ulaştırılmalıdır. Orada kesin teşhis konulacaktır. Teşhisten sonra Veteriner Hekimin önerisine göre tedavi uygulanmalıdır. Koruma önlemlerinden en önemlisi tavuklarla hindilerin ayrı tutulmasıdır. Tavuklar hastalığı taşırlar. Hindi palazları yaşlı hindilerden ayrı tutulmalıdır. Tavuk bakıcıları hindilerin yanına gitmemelidir. Onlar da hastalığı taşırlar. Hindi kümeslerinde altlıklar sık sık temizlenmeli, çıkan altlık yakılmalıdır Histomonas parazitini taşıyan diğer parazitlerle ve solucanlarla mücadele etmelidir. d)Kanatlıların Dış Parazitleri Tavukların dış parazitlerinden en önemlileri bitler, pireler ve uyuz böcekleridir. Hayvanlara rahatsızlık verirler, zayıf düşürürler. Bitler Baş biti, vücut biti, kanat biti diye yaşadığı bölgeye göre ayırıyoruz. Baş biti çoğaldığı zaman hayvanı öğle rahatsız eder ki hayvan yem yiyemez, uyuyamaz. Düşkünleşir verimi azalır. Kanat biti çok küçüktür. İnce tüyleri yerler. Sarı renkli esmer yeşilimsidir. Fazla rahatsızlık vermezler. En yaygın ve en önemli olanı kırmızı tavuk biti denenidir. Kümeslerde güvercinlerde çok bol görülür. Armut biçiminde, kırmızımtırak siyah-kırmızı renktedir. Genç hayvanları çok severler. Hayvanı müthiş rahatsız ederler. Kaşındırırlar. Hem de bolca kan emerler. Eğer çok sayıda olurlarsa, genç kanatlıları 8-10 günde öldürürler. Pireler Bunlar da kanatlılara rahatsızlık verirler. Sayıları çoğaldıysa, mücadele etmek gerekir. Keneler Aslında güvercinlere ait olan bir kene cinsi tavuklarda da görülür. Yassıdırlar. Geceleri tavuklardan kan emerler. Bir defa kan emdi mi, 4-5 sene kan emmeden yaşayabilirler. Fazla sayıda olunca, tavukları kansız bırakır. Şiddetli kaşıntı yapar. Bulaşıcı tavuk hastalıklarını taşıdıkları için zararlıdırlar. Uyuz böcekleri Tavuklarda uyuz hastalığına yol açarlar. İki çeşit uyuz böceği vardır: 1- Kireç ayak uyuz böceğ Kanatlıların ayaklarında kireçlenme yapar. Onun için bu adı alır. Parazit kireçli kabuklar yapar, bunun altından cildi deler, iltihap meydana getirir. Topallık vardır. Ayaklar anormal bir görünüm alır. 2-Vücut uyuz böceği Kanatlıların tüylerinin diplerinde yaşar. Tüyleri döker, deride iltihaplanma yapar. Şiddetli kaşıntı ile hayvanı rahatsız eder. Dış parazitlerle savaş Barınaklar akarisit ilaçlarla dezenfekte edilir. Badana çok yararlıdır. Yemlikler iyice temizlenmelidir. Tavuklar parazitlere karşı toz, serpme, banyo şeklinde akarisit ilaçlarla ilaçlanır. Kanatlı Hayvanlarda Görülen Yem Toksikasyonları (Zehirlenmeler Yem Toksikasyonları (Zehirlenmeler ) Hayvan, yemi hayvansal ürüne çeviren canlı bir makinedir. Yem girer, et çıkar, yumurta çıkar, civciv çıkar. Yem ne kadar iyi ve kaliteli olursa, üründe iyi olur. Bozuk yemler hem ürünü bozar, hem de canlı makineyi. Yani tavuğu, pilici, hindiyi hasta eder. İşte konumuz yemlerin yol açtığı bu bozukluklar: En önemlisi: Mikotoksinler Bunlar, besinlerin ve yemlerin küflenmesi ile meydana gelen zehirli maddelerdir. Küf mantarları yemlerin tadını bozar. Küflenme olunca mantarların sporları yaygınlaşır. Bunlar da besinleri zehirli hale getirir. Böyle yemler tozlu ve lifli görünür.Ortam uygun olursa… Yemlerde mantarların üreyip mikotoksinlerin oluşabilmesi için ortamın uygun olması lazımdır. Bunlardan birisi rutubet: Hasat zamanı ıslanan ve ıslak kalan yemlerde mantar ürer. Rutubetli yerlerde saklanan yemler de böyledir. Isı da önemli faktördür. Mantarlar genellikle 20-30 derece arasında üreme gösterir. Üreme için oksijen gerekir, asitli ortam gerekir, dane yemlerin kırılmış olması üremeyi kolaylaştırır. Mikotoksinler uygun ortam bulduklarında bazı yemlerde hem kolay ürer, hem de çok ürer. Bu yemler: Mısır, arpa, buğday, pirinç, pamuk tohumu, soya fasulyesi, yer fıstığı, fındık, ayçiçeği tohumu gibi maddelerdir. Bunlardan yapılan karma yemlerde mantarlar gelişir. Mantarlar da mikotoksin yapar. Mikotoksinin ne zararı var… Canlının sinir sistemini bozar. Sindirim yollarında yaralar meydana getirir. Yumurtalıklarda küçülmelere yol açar. Yumurtaların kalitesi bozulur. Hayvanlar başka hastalıklara dayanıksız olur. Genç hayvanlar daha çok zarar görürler. Ördek yavruları en hassas olanlardır. Hemen ölürler. Zehirlenme Belirtileri Hindilerin iştahı azalır. Yem yemezler. Uyuşukluk, kanatlarda düşme, tüylerde kabarma olur. Beyaz derili genç ördeklerin ayak ve bacaklarının derisinin altında kanamalar, morarmalar görülür. Tavukların ibikleri solgun olur. Teşhis için şüpheli yemler laboratuara gönderilerek muayene ettirilmelidir. Tedavi için özel ilaçlar yoktur. Antibiyotiklerin etkisi yoktur. Hayvanlara temiz su ve yem verilir. Felce karşı ilaçlar verilebilir. Korunma Küflü yemlerden kaçınmalıdır. Böyle yemler asla hayvanlara yedirilmemeli, depolara alınmamalıdır. Depolar havadar ve rutubetsiz olmalıdır. Yemlikler, suluklar temiz tutulmalı, dezenfekte edilmelidir. Alınacak yemin en çok bir ay içinde tüketileceği bilinmelidir. Yem stoklaması yaparken usulüne uygun yığma yapmalıdır. SON SöZLER Bir hastalık geliyor, bir kısım hayvanımızı alıp götürüyor. Paramız gitmiş oluyor, zamanımız gitmiş oluyor, emeğimiz gitmiş oluyor. Hastalığın geldiği yol belli: Pislik, kirlilik. Öyle ise bu yolu kapatacağız. Ne ile? Temizlik ile, titizlik ile, dezenfeksiyon ile. Buna uymayan yetiştirici, hastalığı kendisi davet ediyor demektir. Hastalıklar bu davete mutlaka gelir. Aman çağırmayalım... Tavuklarda Vitamin Ve Mineral Yetersizliği Hasta olduğumuzda doktor bize ilaçlar verir. Bunların içinde vitaminler de bulunur. Demek ki vitamine ihtiyacımız var. Her canlının vitaminlere ve de mineral maddelere ihtiyacı vardır. Civcivlerin, piliçlerin, tavukların da ihtiyacı vardır. Bu maddeler az alınırsa hastalıklar ortaya çıkıyor. Bu maddeler nelerdir, eksikliğinde hangi bozukluklar olur? Burada bu konuları inceleyeceğiz. Bazı maddelerin adını ilk defa duyacaksınız. Öyle de olsa, bunların önemli olduğunu unutmayın. Vitaminleri ve mineralleri küçümsemeyin. Onlar olmazsa verim de olmaz. Verim Beslenmeye Bağlıdır Kanatlıların beslenmesinde bazı maddeler eksik olursa büyümede düzensizlik, tüylerin gelişememesi, verimin azalması hastalıklara karşı dirençsizlik meydana gelir. Yemlerde bulunması gereken temel maddeleri bir daha sayalım: 1- Proteinler 2- Karbonhidratlar 3- Yağlar 4- Vitaminler 5- Mineral maddeler 6- Su Konumuz vitaminlerle ilgili olduğu için, önce vitaminleri ele alacağız. Sonra da mineral maddeleri inceleyeceğiz. Vitaminler Vücudun normal ve dengeli gelişmesini sağlar. Yemlere çok az miktarlarda eklenir. Vitamin eksikliği halinde bazı hastalıklar ve bozukluklar ortaya çıkar. Vitaminlerden en önemlilerini burada sıralayalım: Vitamin A Temel vitaminlerden biridir. Normal gelişme için gereklidir. Gözler için gerekli bir vitamindir. Vitamin A yetersiz olursa, kanatlılar zayıflar. Tüyleri kabarır, yumurta verimi düşer. Kuluçka oranı düşer. Burun deliklerinden ve gözlerinden sulu akıntı gelir. Göz kapakları birbirine yapışır. İleri durumda, gözlerde peynirimsi birikimler oluşur. Yetersiz vitamin A ile beslenen tavuklardan gelen civcivler de gereği kadar vitamin A alamazlarsa sağlıksız olurlar. Büyüme yavaştır. Tüyleri kabarık, kendileri uyuşuktur. Yürürken dengesizdir. Bacaklardaki, gagadaki sarı renk kaybolur. İbik ve sakallar solgun renklidir. Vitamin A yetersizliği olan kanatlıların yumurtalarında kan lekeleri görülür. Vitamin D Vücuda giren kalsiyum ve fosfor bu vitamin yardımıyla işe yarar. Kemikler için, gaga ve tırnaklar için bu vitamin gereklidir. Yumurta kabuğunun şekillenmesi için gereklidir. Vitamin D yetersiz olursa, raşitizma hastalığı görülür. Yumurtacı tavukların yumurta kabuğu ince ve yumuşak olur. Gaga, tırnaklar yumuşar, göğüs kemiği eğrileşir. Hayvanlar ayaklarını iyi kullanamazlar. Yürümede zorluk çekerler. Kaburga kemikleri çabuk kırılır. Üzerlerinde tespih taneleri gibi kabartılar görülür. Vitamin E Kanatlıların yumurtalarında yavrunun gelişmesi için bu vitamine ihtiyaç vardır. Yetersiz olursa kuluçka oranı düşer. Horozların dölleme yeteneği azalır. Vitamin E bakımından yetersiz beslenen civcivlerde: Beyin yumuşaması görülür. Hayvan başını tutamaz, öne, arkaya, sağa-sola bükülür. Ayaklar gerilip bükülür. Deri altında su toplanır. Ayrıca karın boşluğunda da su toplanır. Hayvan iki bacağını açık tutar. Kaslarda soysuzlaşma meydana gelir. Göğüs kasları bozulur, boz çizgiler oluşur. Vitamin K Kanın pıhtılaşmasını sağlar. Bir yaradan akan kan, bu vitamin sayesinde pıhtılaşıp durur. Onun için civciv ve piliçlerde gaga kesiminden önce, Vitamin K vermek gerekir. Vitamin B1 B1 vitamini, yem ile alınan karbonhidratları yararlı hale getirir. B1 vitamini eksikliğinde felçler görülür. Hayvanın bacakları zayıftır, yürüyemez. Ayaklarını bükerek oturur. Yıldız sayar gibi, başını arkaya çekerek bakar. Tüyleri kabarır, zayıflar. Sonunda ölür. Vitamin B2 B2 vitamini de civcivlerin büyümesinde önemlidir. Vitamin B2 eksik olursa, hayvan zayıflar. Parmak uçları kıvrılır, kanatları düşer. Hayvanlar sürekli yatmak ister. Pantotenik asit Kuluçkalama için gereklidir. Eksikliği ağız kenarında kabuklanmalar yapar. Göz kapaklarının kenarları kabarcıklı ve kabuklu olur. Ayak altları çatlar, deri soyulur. Vitamin B6 B6 vitamini yetersiz ise, iştahı azalır, hayvan zayıflar. Ayaklarında kasılma ve çarpılma görülür. Vitamin B12 B12 Vitamini yetersizliğinde büyüme yavaşlar. Yem tüketimi düşer. Kuluçka oranı düşer. Buraya kadar saydıklarımızdan başka vitaminler de var. Her birinin eksikliği çeşitli bozukluklara yol açıyor. Verim düşüyor, ayaklarda çarpılmalar oluyor, gelişme yavaşlıyor, ishal görülebiliyor, tüyler karışık duruyor.Teker teker ele almayıp, adlarını yazsak yeterli olur. önemli saydığımız diğer vitaminler şunlardır: Folik asit---Nikotinik asit---Biotin---Kolin---Vitamin C---Inositol Vitaminler hakkındaki bu bilgilerden sonra, yemlerde bulunması gereken diğer maddelere sıra geldi. Bunlar da mineral maddeler. Bakalım neler var? Mineral Maddeler Canlıların dokularında yer alırlar. Bazılarına makro elementler denir, bazılarına iz elementler denir. Ayrı ayrı anlatalım: Makro elementler: Kalsiyum ve fosfor: İskeletin yapısında önemli bir yer tutarlar. Yumurtlayan hayvanlarda yumurta kabuğu için mutlaka gereklidir. Bağırsaktan emilebilmesi için D vitaminine ihtiyaç vardır. Eğer D vitamini yeterli değil ise, kalsiyum ve fosfor da yeterli olamaz. Bu durumda RİKETSİA hastalığı meydana gelir, yumurta verimi düşer. Yumurta kabuğu incelir. Hayvanlar birbirini gagalar, tüy yer (Kanibalizm). Magnezyum: Bütün dokularda ve kemikte bulunur. Vücut gelişiminde önemli yeri vardır. Eksikliğinde gelişme yavaşlar ve zamanla durur. Civcivler ölür. Sodyum, Potasyum, Klor: Hayvansal besinlerde sodyum fazladır, bitkisel besinlerde potasyum fazladır. Sodyum eksikliğinde gelişme yavaşlar, göz bozukluğu olur. Hayvanlar yem yiyemez. Yumurtalar küçülür. Fazlası da iyi değildir. Bu sefer de zehirlenme yapar. Potasyum eksikliğinde kaslar zayıflar. İz elementler: Demir: Karaciğerde ve dalakta depo edilir. Demir eksikliği az görülür. Bakır: Bakır, demirin bağırsaktan emilmesine yardımcı olur. Bakır eksikliği kansızlık yapar. Çinko: Büyümeyi sağlar. Kıl, tüy, kemik içerisinde yer alır. Azlığı halinde tüyler gelişemez. Eklemler şişer. Ayak derisi pul pul dökülür. Manganez: Üreme için, büyüme için, kemiklerin yapılması için gerekir. Yumurta kabuğunun yapısında yer alır. Manganez eksikliği varsa, bu tavukların civcivleri hareketsiz olurlar. Başları öne kıvrıktır. Selenyum: Bazı topraklarda fazlaca selenyum bulunur. Burada yetişen bitkilerde de fazla olur. Bunlarla yapılan yemler tavukları zehirleyebilir. Canlılar için gerekli bir iz elementidir. Ama fazlası zararlı olabilir. Eksikliği de vücutta bozukluklar yapar.
Civciv Aşı Kartı YAŞ AŞININ ADI UYGULAMA ŞEKLİ 1.AŞI2.GÜN CANLI ND B1+ H120 SPREY 2.AŞI8.GÜN İNAKTİF ND + IBD ( GAGA KESİMİ)ENSE BÖLGESİNE, S.C, 0.5 CC 3.AŞI 16.GÜN 1.CANLI GUMBORO İÇME SUYUNA 4.AŞI 23.GÜN 2.CANLI GUMBORO İÇME SUYUNA 5.AŞI 30.GÜN CANLI ND VH ( VEBA) İÇME SUYUNA 6.AŞI 49.GÜN CANLI IB MA 5 ( BRONŞİT ) İÇME SUYUNA 7.AŞI 60.GÜN CANLI TİFO ENSE BÖLGESİ, S.C, 0,2 CC 8.AŞI 60.GÜN İNAKTİF CORYZA GÖĞÜS BÖLGESİNE 0,5 CC I.M. 9.AŞI 60.GÜN CANLI ND VH ( VEBA) GÖZE DAMLATMA 10.AŞI 79.GÜN CANLI IB H120 ( BRONŞİT ) İÇME SUYUNA 11.AŞI 88.GÜN CANLI ND VH ( VEBA) İÇME SUYUNA 12.AŞI 112.GÜN İNAKTİF IB+ND+EDS GÖĞÜS BÖLGESİNE 0,5 CC I.M. 13.AŞI 112.GÜN CANLI ÇİÇEK + AE KANAT ALTI ZARINA W.W. SEVKİYAT ANINDA* DÖRTLÜ KARMA AŞI + TİFOBUDDAN VE ENSE BÖLGESİNE * VEBA + BRONŞİT + YUMURTALIK SENDROMU AŞISI + CORYZA AŞISI KÜMESE GİRDİKTEN SONRA HER 60 GÜNDE BİR NEWCASTLE AŞISI (VEBA) UYGULAMASI YAPILIR.
SALMA TAVUK KÜMESLERİNİZDE BUNLARA DİKKAT EDİN 1. Kümes yapılırken kuzey güney rüzgârları hesap edilerek kümes kapıları güney yönde olmalı. 2. Havalandırma için mutlaka 1 veya daha fazla penceresi olmalı. 3. Pencereler yüksekte ve açıldığında hava cereyanı olmayacak şekilde olmalı hava cereyanı tavukları hasta eder. Karşılıklı değil çarpraz konumlandırmalı. 4. Çatıları iyi izole edilmeli en azından yazın serin kışın sıcak tutmalı. 5. Kümes iç duvarlarında çatlak yarık olmamalı güzel bir şekilde sıvanmalı. Çünkü çatlak ve yarıklarda haşereler barınır, ilaçlama sırasında buralara saklanıp üreyerek hayatlarını sürdürürler. 6. Folluklarımız rahat ve kümesin kuytu, direkt ışık almayan köşelerine konulmalı her altı tavuğa 1 folluk hesap ederek yeteri kadar folluk koymalı. 7. Kümeste mutlaka hayvanların tüneyeceği Tünekler yapılmalı. 8. Kümeslerin içi aydınlık olmalı ama direkt ışık almamasına mümkünse dikkat etmeli şiddetli ışık kanibalizme sebep olur. 9. Eğer mümkünse mutlaka hayvanların gezinip hava alacağı açık bir bahçesi olmalı. 10. Kışın ısıyı sabit tutmak için bir ısıtıcı olmalı, tavukların ideal yumurtama ve rahat ettiği sıcaklık 18-22 derece arasındadır. 11. Aynı şekilde fazla sıcak ta tavuklar için soğuktan daha etkileyicidir. Çünkü tavuklarda ter bezi yoktur ve ısıyı nefes yoluyla bir de dışkıyla dengelemeye çalışırlar. Çok su içerler az yem yerler. Çok su demek daha fazla nem demek, çok nem demek nefesle sağlanan serinlemeyi düşürmesi demek, çok sıcaklarda çatıya su sıkılabilir 35 dereceden sonra toplu ölümler görülebilir. 12. Yere serdiğimiz yataklık malzeme mutlaka nemçeker bir madde olmalıdır. Kaba talaş, saman, pirinç kavuzu olabilir. 15 günde bir kirlendiğinde için, yenisi serilmelidir. 13. Kümes tabanı pürüzsüz ve kolay temizlenebilir olmalı. 14. Suluk ve yemlikler yeterli olmalı, yemlikler de suluklar da kesinlikle yerde olmamalı, suluklar kümesi ıslatacak şekilde olmamalı, çünkü ıslak kümes nem yapar nemde birçok hastalık demektir. Suluklar baş hizasında konuşlandırılmalıdır. 15. Kümeslerimiz en az 3 ayda bir dezenfekte edilmeli dezenfekte ilaçlarının içinde Gluteraldehid ve formaldehid ve bir diğeri povidon iyot bulunmasına mutlaka dikkat edin, çünkü bu sayılan maddeler newcastlle (yalancı veba) virüsü başta olmak üzere neredeyse virüslerin tamamına etkilidir. 16. Kümesleri en az 3 ayda bir kireçle badana yapın. 17. Kümesinize dışarıdan hayvan sokmayın, eğer çok gerekirse 15 gün başka bir yerde mümkün olduğunca uzak bir yerde barındırın. Tavuk hastalıkları unutmayın ki rüzgarla bile bulaşıyor ! 18. Eğer bir hayvanınız rahatsızlandıysa onu hemen ayırın, acımayın, çünkü tavuk hastalıkları çok bulaşıcıdır nerdeyse 24 saatte bütün kümes enfekte (hasta) olur. 19. Böyle bir durumda diğer hayvanlarınıza da vitamin ve antibiyotik kürü uygulayın. 20. Kanatlılarınıza mutlaka koruyucu aşı yapın çünkü hastalık girdikten sonra maalesef geriye yapılacak bir şey kalmıyor. 21. Mümkünse tavuklarınızla su kuşlarınızı (ördek gibi) temas ettirmeyin, çünkü ördekler çok iyi bir kuş gribi taşıyıcısıdırlar ve kendileri bu virüsten hastalanmazlar. 22. Mümkünse havalandırma bölümlerinizi yani bahçenizin üstünü ağla kapatın ve diğer kuşlarla (yabancılarla) teması kesin. 23. Kümesinize başka kümes sahiplerini kesinlikle sokmayın, katı bir kural ama sokmak gerekiyorsa da kümes önüne dezenfektanlı su veya kireç koyun, eğer o da olmazsa eczanelerden ayaklara takılan galoş giyin-giydirin. En iyisi çizmedir. 24. Kapalı kümeste hayvan besliyorsanız mutlaka vitamin takviyesi yapın. 25. Suluk yemlik gibi malzemelerinizi çamaşır suyuyla yıkayın. 26. Ayda bir sulukların içine bir iki damla tentürdiyot damlatın. 27. Suluklara elma sirkesi koymayı unutmayın, elma sirkesi bağırsak florasını düzenler. 28. Kapalı kümeslerde mutlaka fabrika yemi (toz) yem kullanın çünkü onların içinde hayvanın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak besin maddeleri ve çok sidiyaz ilaçları vardır. 29. Çok sıcaklarda yem yeme düzeni bozulduğu için yemi teşvik etmek amacıyla toz yeme biraz sıvı yağ ekleyin. 30. Hayvanlarınıza asla küflü yem vermeyin, küflü yemler toksin üretir. Toksinler tavuklar üzerinde öldürücü etki yapar, belki de tanı koyamadığınız birçok hastalık bu yemlerden olur. Bir yem en iyi %10 nem oranında saklanır.
Elma sirkesi için malzeme listesi Doğal ve ilaçsız istediğiniz kadar elma, İçme suyu, Sirke anası veya doğal sirke (bal ya da pekmez önermiyorum) Cam kavanoz, Tülbent, Paket lastiği, Etiket. Kümesinizdeki Yarkaların (Tavukların) içtikleri suya her 10 günde bir; 10 litre suya 1 litre olmak üzere elma sirkesi karıştırılarak içirmelisiniz. Dezenfeksiyon amaçlıdır. Tavuklardaki İç-dış parazitleri döker. Elma sirkesinin aynı zamanda bit-pire savunmasında da önemi büyüktür. Tavuklarınıza sağlık kazandırır. Bunu sağlamın bir diğer yolu da, her 1 litre suya 2-3 diş sarımsak ezilerek içinde 1 gün bekletilir. Ertesi gün bu karışım süzüldükten sonra sularına (küçük depoya) karıştırılarak tavuklara verilir, yine dezenfeksiyon sağlanmış olunur. Aynı işi soğan suyu da yapar. Antiseptiktir. Bu karışımlar mikroplara karşı tavuklarınızı ilaçsız doğal koruma amaçlı olarak sularına karıştırılarak içirilir. En çok ihtiyacınız olan Elma Sirkesini artık sizde kendi evinizde aşağıdaki usulde istediğiniz miktarda yapabilirsiniz. Çok işinize yarayacak inanın. Elma sirkesi yapılışı Öncelikle hangi meyveden sirke yapacaksanız mümkün olduğunca o meyvenin doğal olanını bulmaya çalışın. Bulduğunuz doğal, mumsuz ve ilaçsız elmaları güzelce yıkayın ve mutlaka tamamen kurumalarını sağlayın. Kurumuş olmaları çok önemli. Fermantasyonun başlaması için elmaların üzerindeki doğal floraya ihtiyaç var çünkü. Kuruyan elmaları küçük küçük doğrayıp ağzı geniş cam bir kavanozun içine atın. Elmaları kabukları ve çekirdekleriyle birlikte doğrayın. Kavanozun en az yarısına kadar doğranmış elmalar gelmeli. Üzerini içme suyuyla tamamlayın ama sakın kavanozu ağzına kadar doldurmayın ve sakın musluk suyu kullanmayın. Kavanozun ağzını 4 parmak boş bırakmanız, gaz çıkışı esnasında kavanozun taşmamasını sağlar. Kavanozun içine varsa sirke anası, yoksa bir çay bardağı kadar gerçek ev sirkesi ilave edin. Güzelce karıştırıp kavanozun üzerine bir tülbent örtüp, paket lastiğiyle sabitleyin. Sirke kavanozunun üzerine tarih yazan bir etiket yapıştırın ve kavanozu mutfağın kuytu loş bir köşesine koyun. Artık tek yapmanız gereken, elmalar suyun altına çökene kadar her gün temiz bir kaşıkla kavanozu bir ya da iki kez karıştırmak. Elmaların çökmesi takribi olarak 3 hafta sürüyor. Elmalar suyun altına çökünce karıştırmayı bırakın. Artık sirkenin üzerinde incecik tül gibi sirke anası oluşmaya başlayacak, sakın dokunmayın. Sirke anası oluşumunu tamamladığında o da elmalar gibi suyun altına çökecek. İşte o zaman sirke anasını içinden bir kaşık yardımıyla alın ve sirkenizi bir tülbentten süzün. Süzülen sirkenin tadına bakın, eğer sirkeleşme olmuş tadı sirke gibi keskin ise şişelere doldurup ağzı kapaklı olarak loş bir yerde muhafaza edin. Bu şekilde sirkede ki fermantasyon devam eder. Sirkeniz henüz keskinleşmemişse süzdükten sonra yine kendi kavanozuna dökün, posasını çöpe atın. Kendi anasını da içine bırakın,Tülbentle kapatıp, fermantasyon sürsün diye kavanozu yerine koyun. Bundan sonra yine beklemeniz gereken süre, bu zamana kadar geçen süreyle aşağı yukarı aynı olacak. Bu süreyi sirkenin tadı belirleyecek. Sirke keskinleşip, sirke gibi olduğu zaman, tekrar sirkenizi süzün ve bu sefer kapaklı bir cam şişeye sirkeyi koyup, ağzı kapalı olarak loş bir yerde fermente olmaya devam etmesi için bırakın. Sirkeyi süzdüğünüz tarihi de not edip, şişenin üzerine yapıştırın. Etiketin üzerine ne sirkesi olduğunu da yazmanız, ileride başka yapacağınız sirkelerle karışmaması için faydalı olacaktır. Bu esnada içine bir fiske tuz atabilirsiniz. Artık sirkenizi dilerseniz kullanmaya başlayabilirsiniz. Sirke ne kadar uzun zaman bu şekilde dinlenirse o kadar lezzeti ve kıymeti artar. Sirkeden aldığınız sirke anasıyla yeni bir sirke kurabilirsiniz, atmayın. Elma sirkesi yapmanın püf noktaları Doğal elma kullanın, Tatlı elma kullanın, ekşi elma kullanmayın, Mutlaka içme suyu kullanın, Mutlaka cam kavanoz kullanın, Elmaları çok iyi kurutun, bezle kurulamayın, kendi kendisine kurumasını bekleyin, Maya olarak sirke kullanacaksanız asla hazır sirke kullanmayın, mutlaka doğal sirke kullanın, Elmalar suyun altına çökene kadar, her gün en az bir kez mutlaka karıştırın, Suyu çok elması az olmasın karışımınız dengeli olsun. Elma sudan daha çok olursa daha yoğun bir sirke olur. Sirke anası varsa tek başına mayalamak için yeterlidir. Sirke kurarken nohut vs hiçbir şey eklemedim. Sirke anası elimin altında hep var olduğu için artık sirkelerimi sadece sirke anasıyla kuruyorum. Sirke anası yeterli büyüklükte ise, sadece ana ile, sirke ilave etmeden sirke kuruyorum. Sirke anasını ile kurulan sirke daha çabuk olgunlaşıyor, sirkeniz garanti oluyor. Eğer anayı saklamak istiyorsanız yaptığınız sirkeden küçük bir kavanoza koyun, anayı bu kavanozda ağzı kapaklı olarak saklayın. Ya da sirkelerinizin bir tanesinin içine atarak da anayı muhafaza edebilirsiniz. Sirkenizi süzmeden önce anayı zarar vermeden bir kaseye alın, sirkeyi ondan sonra süzün. Hepsi bu kadar. KAYNAK : http://www.fermentemutfagim.com/2016/01/elma-sirkesi.html
Biyo güvenlik Kuralları Nelerdir? İşletmenin kurulacağı arazi isabetli seçilmelidir. Kümesin kurulması için çevrede hayvancılık İşletmelerinin bulunmadığı ve sağlıklı yetiştiricilik yapılmasına uygun araziler seçilmelidir. Binalar, hakim rüzgarların geldiği istikamette ve yakın çiftliklerin egzoz fanlarından çıkan havaya doğrudan maruz kalmayacak doğrultuda olmalıdır. Kümesler, hayvanların her türlü ihtiyacını karşılayacak ve biyo güvenlik için gerekli uygulamaların yapılmasına imkan verecek tarzda inşa edilmelidir. İşletmeye girişler sınırlandırılmalıdır. Ziyaretçiler hastalık salgınları için ana tehlike kaynaklarındandır. Entegre bir İşletmede, kümesler arasında insan trafiği çok fazladır. Denetçiler, veteriner hekimler, aşı ekipleri, kümeslerin bakımında görevli kişiler, nakil araçlarının sürücüleri ve benzeri ziyaretçiler çiftliklerin insan trafiğini oluşturmaktadır. Bu tür ziyaretçi ziyaretlerinin kontrolü biyo güvenlik açısından önemlidir. Bu nedenle; Son 24 saat içerisinde başka kanatlı İşletmelerinde bulunmuş olan ziyaretçiler İşletmeye kabul edilmemelidir Üretim alanlarına ziyaretçi girişi sınırlandırılmalıdır. Ziyaretçi kayıtları tutulmalı; isim, tarih ve ziyaret süresi kaydedilmelidir Ziyaretçilerin İşletmede temiz kıyafet ve çizme giymeleri sağlanmalıdır. Üretim alanına girme zorunluluğu olan ziyaretçilerin kümeslere giriş /çıkışlarda ve İşletme içerisinde bir yerden diğerine geçerken mutlaka dezenfektanlı ayak banyolarını kullanmaları sağlanmalıdır Ziyaretçilerin ellerini su ve sabun ile yıkamaları sağlanmalıdır. Tüm İşletme çalışanlarına ziyaretçi kabul prosedürü konusunda eğitim verilmelidir. 3. Araç trafiği kontrol altında tutulmalıdır. İşletme çevresinde bir tampon bölge oluşturulmalıdır. İnsan ve diğer vektörlerin hareketlerini engellemek için bu bölgenin etrafı yeterli yükseklikte çitle çevrilmelidir. İşletme girişine “ GIRILMEZ” yazılı uyarıcı levhalar konulmalıdır. Mümkünse ana giriş ve kümes giriş kapıları kilitli tutulmalıdır. Araçların İşletmeye girişleri kısıtlanmalıdır. İşletmeye gelen nakil araçları için etkili biyo güvenlik kontrolü yapılmalıdır. Bunun için; Sürücülerin araçtan inmelerine ve etrafta dolaşmalarına izin verilmemelidir. 4. Hastalıklar İşletmelere Taşınmamalıdır Mikroplar araçların tekerlekleri, kafesler ve ekipmanlar ile kolayca taşınabilirler. Bunları kümeslerden uzak tutmak için; İşletme çalışanları diğer kanatlıların ve yem depolarının bulunduğu alanlara gittiğinde mikropları taşıma riski olduğundan işlerine geri dönmeden önce üzerlerindeki kıyafetleri mutlaka değiştirmeli ve temiz kıyafetler giymelidir. Hastalıkların bulaşmasını önlemek için değişik yaş gurupları ve türden olan ya da değişik kaynaklardan gelen kanatlılar KESİNLİKLE bir arada tutulmamalıdır. 5. İşletme çalışanlarının diğer İşletmelere veya kanatlılarla ilgili yerlere ziyaretleri sınırlandırılmalıdır. Eller, saçlar ve kıyafetler hastalık etkenlerini taşıyabilen tozlarla kirlenebilir ve hastalıklar bu şekilde bir kümesten diğerine taşınabilir. İşletmede çalışan tüm personelin aşağıdaki uygulamalara dikkat ettiğinden emin olunmalıdır. Tavuk yada diğer tür kanatlılar ve kanatlı ile çalışan insanlardan uzak durulmalıdır. Bir İşletmeyi ziyaret ederken dışarıda kullanılan şapka giyilmemelidir. Her İşletme ziyaretinde o İşletmeye ait temiz kıyafet ve ayakkabı giyilmeli ve her seferinde bunlar değiştirilmelidir. 6. Komşulardan hastalık ödünç alınmamalıdır Sürü sağlığı çok önemlidir. Bu nedenle, bilerek ya da bilmeden kanatlı yetiştiriciliği yapan komşulara ait eşyalar kesinlikle paylaşılmamalıdır. Örneğin; Kümeslerde kullanılan ekipmanlar, bahçe ekipmanları ve malzemeler komşularla ya da diğer kanatlı sahipleri ile paylaşılmamalıdır. Paylaşmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda bu tür malzemeler İşletmeye geri alınmadan önce mutlaka temizlenip iyice dezenfekte edilmelidir. Ödünç alınan malzemelerde iade edilmeden önce mutlaka iyice yıkanıp dezenfekte edilmelidir. Ahşap tezgah ya da karton yumurta violleri gibi malzemeler kesinlikle kimseyle paylaşılmamalıdır. Çünkü bu tür malzemelere, gözenekli yapılarından dolayı yeterli ölçüde temizlik ve dezenfeksiyon uygulanması mümkün olmamaktadır. 7. Tüm çalışanların iyi sanitasyon tedbirlerini uyguladıklarından emin olunmalıdır. İşletmede tercihen kümeslerde el yıkama üniteleri bulunmalıdır. İşletmede daima özel çalışma kıyafeti ve çizme giyilmelidir. İşletmede kesinlikle şapka giyilmemeli, gerekli durumlarda sadece kümese ait şapkalar kullanılmalıdır. Kümes içerisinde ve kümes dışında ayrı ayakkabı yada çizmeler giyilmelidir. Tüm ekipmanlar düzenli olarak temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Temizlik ve dezenfeksiyon işlemi uygulanmamış alet ve ekipmanlar kümesler arasında kullanılmamalıdır. İşletmede sinek, kırmızı tavuk biti, böcek, yabani kuşlar ve kemirgenler için etkili bir kontrol ve mücadele programı uygulanmalıdır. Yollar daima temiz tutulmalıdır. Tüm İşletmeve çalışma alanları düzenli olarak gözden geçirilmelidir. Kanatlı yetiştiriciliği yapanlar ya da İşletmelerde çalışanlar kesinlikle süs kuşları, köy tavuğu ya da dövüş horozu gibi kanatlıları beslememelidir. 8. Sağlıklı kanatlı kümesleri için tavsiye edilen sanitasyon uygulamaları düzenli olarak izlenmelidir. İşletmelerde ilk olarak en genç sürüler ziyaret edilmeli, daha sonra yaşlılar ve en son olarak da eğer girme zorunluluğu varsa hasta olan sürülerle ilgilenilmelidir. Kümeslere girerken ve çıkarken dezenfektanlı ayak banyoları kullanılmalıdır. Yetiştirme periyotları arasında kümeslerin temizliği ve dezenfeksiyonu için gereken uygun zaman aralığı bırakılmalıdır. Kümeslerden hayvanları / altlığı boşaltmak ve temizlemek için gerekli prosedürler oluşturulmalıdır. Kanatlı hayvanlar çıkarıldıktan sonra; – kümes içi – ekipmanlar – yem depoları, – su depoları, – ölü hayvanların konulduğu imha alanları tamamen temizlenmelidir. Ölü hayvanlar;, rendering işlemine tabi tutularak veya belirlenen alanlarda gömülerek, yakılarak ya da kompostlama tekniklerinden biri kullanılarak biyo güvenlik kuralları dahilinde, çevre kurallarına uygun olarak imha edilmelidir. Kümeslerin içi kadar çevresinin temizliğine de gereken önem verilmelidir. Kuş, fare, tavuk biti, sinek ve böceklerin üremesine ve barınmasına imkan sağlayan yapılar ortadan kaldırılmalıdır ( örneğin; kullanılmayan ekipman ve diğer malzemeler yada çöp ve dışkı atıkları gibi) 9. Altlık / Gübrenin Kümesten Çıkarılması ve imhası Uygun Koşullarda Yapılmalıdır Kümes boşaltıldıktan sonra bütün altlık/gübre kümes içerisinden uzaklaştırılmalıdır. Römorklar altlık/gübre ile doldurulmadan önce kümes içine yerleştirilmelidir. Altlık/gübre ve tozun etrafa saçılmasını önlemek için dolu römorklar hareket etmeden önce üzerleri tamamen örtülmelidir. Altlık/gübre kümeslerden en az 1,5 km. uzağa taşınmalı, yasalar çerçevesinde ve uygun olan yollardan biri kullanılarak imha edilmelidir. Örneğin; Bir tarlaya dağıtarak ve 1 hafta içinde tarlayı sürerek, Bir tarlayı kazıp gömerek, Meraya dağıtmadan önce yığın haline getirerek ve yanmaya bırakarak, Gübre fabrikalarında işleme tabi tutularak, Yakma fırınında yakarak. DIKKAT: ALTLIK / GÜBRE ÇIFTLIKTE DEPOLANMAMALI VE KOMŞU ÇIFTLIKLERE SAÇILMAMALIDIR. 10. Kümeslerde kırmızı tavuk biti, böcek mücadelesi yapılmalıdır. Kırmızı tavuk bitleri bazı ilaçlar ve dezenfektanlardan pek etkilenmezler. Bu nedenle mücadelede etkili ilaçlar seçilmelidir. Bu tür dış parazitler genellikle kanatlıların üzerinde bulunduğundan hayvanlar kümeste iken onlara zarar vermeyecek organik preparatlar kullanılarak mücadele işlemi yapılmalıdır. Ayrıca kümes boşaltıldıktan sonra altlık, tünekler, folluklar ve kümesin duvar, tavan, kovuk ve çatlak yerleri, püskürtme aleti ile etkili bir ilaç kullanılarak iyice ilaçlanmalıdır. İlaçlama işlemi temizlik ve dezenfeksiyon tamamlandıktan sonra boş kümese uygulanmalı, özellikle bit yumurtalarını yok etmek için işlem bir hafta ara ile tekrarlanmalıdır. 11. Kemirgenler için kontrol ve mücadele programı uygulanmalıdır. İşletmede iyi bir gözlem yapılarak, kemirgenlerin türüne ve sorunun büyüklüğüne bağlı olarak bir mücadele yöntemi belirlenmelidir. Kemirgen mücadelesi için öncelikle bir çevre temizliği yapılmalıdır. Çöpler ortama gelişigüzel bırakılmamalı, ağzı sıkıca kapalı metal kovalar içinde saklanmalıdır. Ortamda kemirgenlere yuva olabilecek malzeme yada atık yığınları bulunmamalıdır. Kemirgenlere besin kaynağı olabilecek her türlü malzeme iyi bir şekilde korunmalıdır. Su kaynaklarına dikkat edilmeli, ortamda su birikintisi olmasına müsaade edilmemelidir. Bina içine giren boruların girişleri korunaklı hale getirilmelidir. Bina çevresindeki otlar temizlenmeli ve en fazla 5 cm. uzunlukta olabilecek şekilde kesilmelidir. 12. Hasta tavuklar bildirilmelidir. Kümes sağlığını korumak için erken bildirim çok önemlidir. Kümeslerde anormal belirtiler ya da beklenmeyen ölümler olduğunda durum mutlaka sorumlu veteriner hekim ve Tarım Il / Ilçe Müdürlüğüne haber verilmeli ve Bölge Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’ne vakalar bildirilerek yardım istenilmelidir. Özellikle Newcastle ve Avian Influenza gibi hastalıklar ihbarı mecburi hastalıklar olup sadece hastalık belirtilerinin görüldüğü kümes/İşletmeye değil çevrede bulunan tüm kanatlılara hızla yayılarak büyük kayıplar verdirebilir. 13. Düzenli temizlik ve dezenfeksiyon yapılmalıdır. Kümeslerin çevresi düzenli aralıklarla dezenfekte edilmelidir. Dezenfeksiyon, kümeslerin çevresinde bulunan ve risk oluşturabilecek hastalık etkenlerini azaltır. Dezenfeksiyon iki aşamada yapılır. Temizlik ve uygun bir dezenfektanın kullanılması. Her zaman için ilk işlem temizlik olmalıdır. Çünkü dezenfektan uygulanacak alanların tamamen temizlenmediği durumlarda dezenfektanlar yeterince etkili olamazlar. a.Temizlik Temizlik, kümes hayvanlarının sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi ve iyi bir performans göstermesi için onlara ve insanlara zarar verebilecek bütün hastalık etkenlerini ortadan kaldırmak ve bakteri, virüs, parazit, sinek ve böceklerin sayılarını azaltmak için yapılır. Kümes içerisinde sütunlar ve çıkıntılar olmamalıdır. Ayrıca ekipmanların taşınabilir kısımlarının yıkanabilmesi ve depolanması için ayrı bir alan yapılmalıdır. Uygun bir temizlik aşağıdaki şekilde yapılabilir: Tüm altlık, yemler ve gübre uzaklaştırılmalıdır Kaba pislikler ve örümcek ağları süpürülmelidir. Tüm yüzeyler bir deterjan yada temizlik maddesi ile iyice fırçalanmalıdır (yüksek basınçlı spreyler yararlı olabilir). Yüzeylerdeki tüm deterjan ve organik materyal iyice durulanarak uzaklaştırılmalıdır. b. Aşağıdaki alanlarda temizlik ve dezenfeksiyona özellikle dikkat edilmelidir: Fan ve ped altları, Ulaşılması zor yerler, Kapı etrafları Kümes dışındaki bütün beton alanlar içeride olduğu gibi dikkatli bir şekilde temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Dezenfektan uygulanması; Dezenfektanlar, uygulanacakları alan önceden iyice temizlenip organik kirler mümkün olduğunca uzaklaştırıldığı durumlarda daha etkilidirler. Kümes ısıtıldıktan ve tamamen kapatıldıktan sonra dezenfeksiyon yapılmalıdır. Tüm dezenfektanlar dışkı, toz ve örümcek ağları gibi organik kirlerin bulunduğu ortamlarda kullanıldığında çok az etkilidirler. Diğer bir deyimle pislikler dezenfekte edilemez. Yapılacak iş için etkili dezenfektanlar seçilerek etiketinde yazılı olan kullanım talimatlarına uygun olarak hazırlanmalı ve kullanılmalıdır. Dezenfektanları tavsiye edilen konsantrasyonlarda kullanmak çok önemlidir. Kullanılacak dezenfektan, maliyeti azaltmak amacıyla bildirilen sulandırma oranından daha fazla sulandırılırsa tam etkili olmaz. Yanlış hazırlanan karışım dezenfektanın etkisini azaltır ve var olan hastalık etkenlerinin tam olarak yok edilmesini sağlamadığından zaman ve para kaybına neden olur. Dezenfektan duruma göre iki kez uygulanmalı; ilk uygulamadan sonra yüzeylerin tamamen kuruması sağlanmalı ve ardından ikinci uygulama yapılmalıdır. c. Uygun dezenfektanın seçimi. Bir dezenfektanın hastalık etkenlerini (virus, bakteri, mantar ve protozoon) yok etme etkisi, kimyasal kompozisyonuna, etki alanına ve mikroorganizmanın tipine bağlıdır. Bazı dezenfektanlar tüm mikroorganizmalar üzerinde etkili değildir. İdeal bir dezenfektan ne gibi özelliklere sahip olmalıdır? Geniş spektrumlu antimikrobiyal etkiye sahip olmalı, Dayanıklı (stabil) olmalı, antimikrobiyal etkisini çabuk kaybetmemeli, Ekonomik olmalı, Suda kolay eriyebilmeli, İnsan ve hayvan sağlığı için zararsız olmalı, Kokusuz veya hoş bir kokuda olmalı, Boyama özelliği olmamalı, Hızlı etkili olmalı, Düşük konsantrasyonlarda etkili olmalı, Ortamdaki organik ve inorganik maddelerden etkilenmemeli, Alet ve malzemeler için aşındırıcı olmamalı, Uygulama yerindeki çatlak ve boşluklara iyice nüfuz edebilmeli, Her ısıda aktivite gösterebilmeli, Deterjan özelliği olmalıdır. Bu özelliklerin bir kısmı bazı durumlarda diğerlerine göre az ya da çok değişen oranlarda önem gösterse de dezenfektanın etkinliği (öldürme etkisi) ve hayvanlar üzerindeki toksitesi her zaman için çok önemlidir. Kullanım amacına uygun olarak değişik tür dezenfektanlar incelenmeli ve tüm durumlarda etkili olan yani geniş kullanım alanına sahip dezenfektanlardan birisi seçilmelidir. Dezenfektanlara Örnekler: Sprey Dezenfektanlar: Etiketinde “virus ve bakteriler için etkilidir” ibaresi olmalıdır. Spreyler ayakkabı ve temizlikte kullanılan aletlerin dezenfeksiyonu için çok uygundur. Sprey uygulamadan önce kir ve gübreler yüzeyden iyice uzaklaştırılmalıdır Susuz El Temizleyicileri: Bunlar jel ya da ele dökme şeklinde olmaktadır. Bunların kanatlıları ziyaret etmeden önce ve ettikten sonra kullanılması gereklidir. Bu tür temizleyicilerin ellerin tüm yüzeyine ve tırnak aralarına uygulanması önemlidir. Diğer Dezenfektanlar: Her zaman için etiketinde belirtildiği şekilde sulandırılmalı ve kullanılmalıdır. Dezenfektanlı Ayak Banyosu Hazırlanması Gerekli Malzemeler: Yetişkin bir insanın ayaklarının sığabileceği büyüklükte ve içerisinde adım atılabilecek derinlikte plastik bir leğen, Plastik ve yüzeyi tırtıklı bir paspas, Genel amaçlı bir dezenfektan, Su Dezenfektan etiketinde belirtildiği şekilde sulandırılır. Paspas, plastik leğenin içine yerleştirilerek üzerine tüm taban yüzeyini ıslatacak şekilde dezenfektan solüsyonu ilave edilir. Ziyaretçiler bu paspasta ayakkabılarını yıkamaları için uyarılmalıdır. Paspastaki çıkıntılar ayakkabının tabanındaki kirleri uzaklaştırarak tabanın temizlenmesi ve dezenfektan ile kolaylıkla temas etmesini sağlar. Ayak banyosundaki sıvı kirlenmeye ve rengi bulanmaya başladığında hemen değiştirilip yeni dezenfektanlı su ilave edilmelidir. 14. Her seviyedeki İşletme çalışanlarını kapsayacak şekilde iyi iletişim ve eğitim uygulamaları yapılmalıdır. Bu konu İşletme sahibi, danışmanlar ve tüm çalışanların birbirleriyle iletişimi dolayısıyla bilgi paylaşımı ve sorulara cevap bulma açısından çok önemlidir. Bu sayede İşletme sahipleri ve danışmanlar eğitimin gerekliliğini tespit edebilir ve bunu sağlayabilirler. Kümeslerle ilgilenen çalışanların sorunları dikkatlice değerlendirilmeli ve gerekli yapıcı eleştirilerle sorunlara çözüm önerileri getirilmelidir. Eğitim konusuna önem verildiğinde, kümes çalışanları İşletmedeki küçük problemleri dahi fark ederek ele alırlar. Kümes performansı ile ilgili veriler birlikte tartışıldığında kümeste çalışan herkesin konunun önemini daha iyi kavrayarak sorunlara sahip çıkması sağlanabilir. Eğitim uygulamaları İşletme çalışanları tarafından kaliteli kümes hayvanı yetiştirilmesi ile sıkı biyo güvenlik uygulamalarını kapsayan iyi yönetim uygulamaları arasındaki ilişkinin öneminin anlaşılmasına yardım eder. Biyo güvenlik ve sürülerin çevrede maruz kalabileceği muhtemel tehditler konusunda çalışanlara sürekli eğitimler düzenlenmelidir. Hatalı çalışanlar mutlaka uyarılmalı ve hatalarının sebep olabileceği sonuçlar konusunda bilgilendirilmelidir. Çalışanlarla iletişim, yapılan yanlışların ortaya konulması ve düzeltilmesi açısından çok önemlidir. Bilgi yetersizliği her zaman için iyi iletişim ve eğitim ile düzeltilebilir. 15. İşletmede düzenli kayıt tutulmalıdır İşletme yönetimi tarafından sürülere ait kayıtların tutulması, sürülerin izlenmesi açısından çok önemlidir. Sürülere ait kayıtlar hayvanların geldikleri günden itibaren elden çıkarılıncaya kadar dikkatli bir şekilde tutulmalıdır. Bu kayıtlar, hayvanların ırkı, sayıları, ölümler, uygulanan aşılar, antibiyotikler, yemdeki değişiklikler, kümes değişimleri, günlük tüketilen yem, su miktarları, gelişme hızları, canlı ağırlık artışları, damızlık veya yumurtacı sürülerde verime başlama zamanı yumurta kalitesi ve ağırlığı gibi detaylı bilgileri içermelidir. 16. Sürünün sağlık durumunu izlenmelidir. Sürünün gözlenmesi esnasında, hayvanların sağlık durumlarının tespitinde aşağıdaki belli başlı sorular sorulabilir: 1-Hayvanlarda gözle görülebilen bir değişiklik var mı? SAĞLIKLI HASTA GÖRÜNÜM Hayvanlar dik durur, canlıdır, baş ve kuyruk tüyleri dik ve hareketlidir. BAŞ İbik ve sakallar parlak kırmızı renktedir. Gözler canlı ve parlaktır, ışık şiddetine pupiller büyüyüp küçülerek hızlı bir şekilde cevap verir. Burun akıntısı görülmez. Hayvanlar ele alındıklarında sağlam yapıda oldukları hissedilir, kuvvetli, enerjik bir şekilde çırpınırlar. Bacak ve ayakları saran pullu deri temiz, nemli ve parlaktır. Bacaklar dolgundur. Eklem bölgesi elle sıkıldığında şişkinlik ve sıcaklık hissedilmez. TÜYLER Parlak, düzgün ve temizdir. Sıklıkla yem tüketir ve su içerler. DIŞKILAMA Gri, kahverengi, beyaz renkte konik şekillidir. SOLUNUM Sessiz, ve burun deliklerinden yapılır. Gaga kapalıdır. Kümes ısısı 30 derecenin üzerine çıktığı durumlarda sağlıklı hayvanlarda ağızlarını açarak nefes alırlar. HASTA GÖRÜNÜM Baş vücuda yakın bir pozisyondadır. Kanatlar, kuyruk düşmüş vaziyettedir. Boyun baş ile birlikte sırta doğru kıvrılmış yada bacakların arasındadır. İbik ve sakallar soluk renkte, gözler parlaklığını kaybetmiş, sulanmış veya yarı açık olabilir. Burun delikleri tıkalı veya burun akıntısı mevcuttur. Hayvanlar cansızdır. Ele alındıklarında tepkileri zayıftır. Kasların zayıflığı, göğüs kemiğinin ele gelmesi hissedilir. Eklemler sıcak ve şişkindir. Ayak tabanları çatlak ve kabuk bağlamış durumdadır. . TÜYLER Parlaklığını kaybetmiş, dağınık ve kabarıktır. İştah azalmış, su tüketimi artmıştır. DIŞKILAMA Sekum kaynaklı dışkı içeriğinin üzeri köpükle kaplanmış olabilir. Süt beyaz, yeşil, sarı, kırmızımsı renkte olabilir. Kıvamı suludur. SOLUNUM Hırıltı, tıksırık, ıslık sesi duyulur. Karın duvarının hareketleri çok belirgindir. 2- Bugün ve son günlerde kaç hayvan öldü? Bunun için ölüm kayıtlarının kümes kartlarına düzenli bir şekilde işlenmesi gerekir. Ölen hayvanlar derhal sürüden uzaklaştırılmalı ve veteriner hekimin muayenesi için soğuk bir yerde muhafaza edilmelidirler (özellikle sıcak yaz günlerinde). 3- Sürüde daha önceden bir hastalık gözlendi mi? Hastalık gözlendi ise uygulanan ilaçlar ve aşılar kümes kayıt formlarına işlenmelidir. 4- Kümes ortamında veya kümesin bulunduğu çevrede hayvanlar üzerinde değişikliğe sebep olacak bir durum oldu mu? Aşırı sıcak, aşırı soğuk, kümesin içerisine yabani hayvan girmesi, aşırı gürültü gibi. Bu ve benzeri olağan dışı durumlar ve sonuçları mutlaka kümes kayıtlarına işlenmelidir. 5- Kümese yeni yem girişi oldu mu? Kümese yemlerin geliş tarihleri, miktarları, tüketilmeye başlandığı tarih ve yem formülasyonundaki değişiklikler mutlaka kümes kartlarına işlenmelidir. 6- Hayvanların yem ve su tüketimlerinde bir değişiklik oldu mu? Değişiklikler günlük olarak mutlaka kümes kartlarına işlenmelidir. 7- Yumurta veriminde bir düşme veya kabuk kalitesinde bir bozulma oldu mu? Günlük üretim verileri dikkatli bir şekilde kayıt edilmeli, her gün toplanan yumurtaların kabuk kaliteleri, özellikleri, toplama ve viyolleme esnasında dikkatli bir şekilde incelenmelidir. 8- Hayvanların dışkılamalarında veya dışkının görüntüsünde veya kıvamında bir değişiklik var mı? Dışkının kıvam ve görüntüsü çeşitli hastalıklarda değişir. Bu yüzden bir değişiklik dikkati çektiğinde derhal sorumlu veteriner hekime haber verilmelidir. Yukarıda yer alan bilgiler çerçevesinde bilinçli ve tedbirli bir sürü yönetimi, hem sizi hem çevrenizi hem de hayvanlarınızı tüm tehlikelerden korumaya yardımcı olacaktır.
Ameraucana tavuk açık mavi VE yeşil yumurta bilgiler NEDEN MAVİ ve yeşil YUMURTA? .....Yumurtasında kolesterol olmayan araucana tavuklarının yumurtasındaki vitamin değeri 10 bıldırcın yumurtasına eşdeğer. ....Demir, çinko, protein, kalsiyum ve folik asit bakımından oldukça zengin mavi yumurtanın faydaları; ....Kolestrol oranının neredeyse yok denilecek kadar azdır. ....Vitamin ve Mineral yönüyle daha zengindir. ....Astım hastalığına karşı iyi geldiği düşünülmektedir. .…Kansere karşı yardımcı olduğu iddia edilmektedir. ....Kas ve iskelet yapısını onarır, kasları daha güçlü bir forma kavuşturur. .…Göz sağlığına faydalı olduğu iddia edilmektedir. .…Vücudun enerji depolarını hızlı doldurmasını destekler .…Kansızlığı giderir.Diş ve diş eti hastalıklarına karşı kalsiyum içeriği etkilidir .…Damar hastalıklarını önler, felç riskini yok eder. ....Meme kanserinin risklerini ortadan kaldırır. . .…Göz sağlığını korur.Alzheimer hastalığını önleyici etkisi vardır. .…Beyin fonksiyonları için fayda sağlar.Kemik erimesine karşı savaşır. .…Gebelik ve emzirme döneminde, günlük besin ihtiyacını karşılar.Kalp sağlığı ile ilgili faydası tespit edilmiştir. .…Metabolizmanın sağlıklı denilebilmesi için, ihtiyacı olan 13 temel besin içeriği mavi ve yeşil yumurtada mevcuttur. ..…Ayrıca ‘A, D, E ve B vitaminleri bakımından yüksek olduğundan bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Üreme sağlığı için fayda sağlayan bu yumurta yağ ve kolesterol oranının düşük olmasından dolayı kalp ve damar rahatsızlığını tetiklemiyor’
Bilindiği üzere endüstriyel ve hobi dünyasında yumurta veriminin önemi çok yüksek bu yüzden ele alacağımız konu tavuk cinslerine göre yumurta verimi ve özellikleri hakkında en verim 6 tavuk cinsi incelenmiştir. 1.Australorp; Australorp Tavuğu | Görünüm Özellikleri Tüy rengi Siyah,Beyaz ve Mavidir İbik, Göz ve Gaga çevresi kırmızıdır Orta Boylu bir tavuk ırkıdır Bacakları gri ve beyaz renkli ve tüysüzdür Australorp Tavuk ırkı 1920 yıllarında Australya’da oluşturulmuştur. Australorp Tavuk ırkı Langschan ile Orpington tavuk ırkları melezlenerek oluşturulduğu düşünülmektedir. Australorp Tavuk ırkı cüce boylu ırkıda vardır. Australorp Tavuk ırkı günümüzde dünya’nın bir çok ülkesinden temin edinilebilinir. Australorp Tavuğu | Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3,5 – 4 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 2,5 – 3 kg Yumurta Sayısı: 180 – 220 Tane (Yılda) Yumurta Rengi: Açık Kahverengi Yumurta Ağırlığı: 55 gram Yumurtlama Yaşı: 4 – 6 Aylık Australorp Tavuğu | Irka Özgü Özellikler Güçlü,Dayanıklı ve Sakin bir ırktır Parazit ve Hastalıklara karşı dayanıklıdır Civcivleri hızlı gelişir ve olgunluğa erişirler Yem değerlendirmeleri çok iyidir Bakımı kolay bir ırktır 2.Ligorin ; Leghorn tavuk ırkı İtalya kökenli bir ırktır olup ancak Amerikalılar yetiştirip satdığı için daha çok Amerikan kökenli olarak bilinmektedir. Günümüzde ise Leghorn tavuğu dünya’nın bir çok ülkesinde yetiştirilmektedir. Leghorn tavuk ırkı isminide İtalya’nın şehrinden almıştır. Yumurta verimi oldukça yüksek bir ırktır bu yüzden Leghorn dünyaca bilinen bir tavuk ırkıdır. Görünüm Özellikleri Beyaz renkli bir ırktır İbik, Göz ve Gaga çevresi komple kırmızıdır Gagası güçlü ve küçük bir yapıdadır Orta boylu bir tavuk ırkıdır Bacakları tüysüzdür Güçlü ve büyük kanat yapısına sahiptir Kısa kuyruk yapısına sahiptir Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 2 – 2,9 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 1,5 – 2,5 kg Yumurta Sayısı: 200 – 220 (Yılda) Yumurta Rengi: Beyaz Yumurta Ağırlığı: 50 – 60 gram Yumurtalama Yaşı: 4 – 6 Aylık Irka Özgü Özellikler Çok hareketli bir ırktır Leghorn tavuğu insanlardan uzaklaşmazlar Uyanık bir ırktır yemlerini kendileri bulmayıda çok severler Hastalıklara ve parazitlere karşı dayanıklı bir tavuk ırkıdır 3.Ancona ; Ancona Tavuğu İtalya’nın yerli ırkıdır ve ismindende anlaşılacağı gibi Ancona şehrinden ismini almıştır. Ancona Tavuğu bir diğer tavuk ırkı Leghorn ile melezlenerek oluşturulmuştur. Ancona Tavuğu çok sağlam, dayanıklı ve bir o kadarda verimli bir ırktır. Görünüm Özellikleri Tüyleri Siyahlı, yeşilimsi renklerle kaplı, gövdesi ve onun üstünde beyazımsı noktaları bulunmatadır İbiği, göz çevresi ve de çene altı kırmızı renklidir Bacakları tüysüz ve beyazdır Tüyleri çok ve canlı gözükmektedir Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3 – 4 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 2,5 – 3,5 kg Yumurta Sayısı: 200 – 220 Tane (Yılda) Irka Özgü Özellikler Ortalama 6 – 8 sene yaşarlar Açık havada daha verimli bir ırktır Sağlam yapılı ve sakin bir ırktır 4. Rhode Island Red Rhode Island Red ırkı’nın anavatanı Amerika’dır. Rhode Island Red ırkı Kızıl Malay ,Cochin ve Kahverengi Ligorinden Türetilmiştir. Rhode Island Red ırkı kilolu bir ırktır. Rhode Island Red ırkı et kalitesi mükemmeldir. Rhode Island Red ülkemizde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Rhode Island Red sus tavuğu olarakda yetiştirilmektedir. Görünüm Özellikleri Tüy rengi Kızılımsı koyu kahverengi’dir.Tüyler sert vucuda yapışık gibidir. İbik, Göz çevresi kırmızıdır Saglam bir bacak yapisina sahiptir bacaginin rengi ise sarı,beyaz renkli olup tüysüzdür. Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3,5 – 4 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 3 - 3,5 kg Yumurta Sayısı: 180 – 220 Tane (Yılda) Yumurta Rengi: Kahverengi Yumurta Ağırlığı: 65-70 gram Irka Özgü Özellikler Güçlü,Dayanıklı ve Sakin bir ırktır Uçma sevmeyen bir ırktır Parazit ve Hastalıklara karşı dayanıklıdır Civcivleri hızlı gelişir ve olgunluğa erişirler Yaşı ilerledikçe yağlanma oranı artış göstermektedir Yem değerlendirmeleri çok iyidir Bakımı kolay bir ırktır 5.Amrock ; Amrock Tavuk ırkı’nın anavatanı Amerika’dır. Amrock Tavuk ırkı Plymouth Rock ırkı melezidir. Amrock Tavuğu ırkı kilolu bir ırktır. Amrock Tavuk ırkı et kalitesi mükemmeldir. Amrock Tavuğu ülkemizde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Amrock Tavuğu sus tavuğu olarakda yetiştirilmektedir. Görünüm Özellikleri Tüy rengi çizgili siyahlı beyazlı veyata komple beyaz ve siyahtır İbik, Göz çevresi kırmızıdır Küçük Boylu bir tavuk ırkıdır Saglam bir bacak yapisina sahiptir bacaginin rengi ise sarı,beyaz renkli olup tüysüzdür. Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3,5 – 4 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 2,5 – 3 kg Yumurta Sayısı: 180 – 220 Tane (Yılda) Yumurta Rengi: Kahverengi Yumurta Ağırlığı: 50 – 60 gram Irka Özgü Özellikler Güçlü,Dayanıklı ve Sakin bir ırktır Uçma sevmeyen bir ırktır Parazit ve Hastalıklara karşı dayanıklıdır Civcivleri hızlı gelişir ve olgunluğa erişirler Yaşı ilerledikçe yağlanma oranı artış göstermektedir Yem değerlendirmeleri çok iyidir Bakımı kolay bir ırktır 6.Susex ; Sussex Tavuğu 1800 yıllarında İngilterede yetiştirilmiştir. Sussex Tavuğu hem et verimiyle hemde yumurta verimiyle üreticilerin gözbebeğidir. Sussex Tavuğu sakin ve uysal yapısıylada üreticileri bu ırkı seçmelerini teşvik ediyor Sussex Tavuğu’nun cüceside vardır Görünüm Özellikleri Yaygın olan renk ise bembeyaz tüy yapısına sahip oluşu ile boyun ve kuyruk kısmında siyah tüylere sahip bir ırktır Kahverengi, Sarı, Siyah, Beyaz, Kırmızı ve Gümüş gibi renklere sahip bir ırktır Tüy yapısı çoktur Göğüs yapısı geniştir Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3,5 – 4,5 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 3 – 3,5 kg Yumurta Sayısı: 150 – 190 Tane (Yılda) Yumurta Rengi: Kahverengi Yumurta Ağirligi: 55 gram Irka Özgü Özellikler Yumurtalarına ve yavrularına özenle bakarlar Et ve yumurta verimi üst düzeydedir Sakin ve uysal yapılı bir ırktır 7.Plymouth Rock ; Plymouth Rocks Tavuk ırkı’nın anavatanı Amerika’dır. Plymouth Rocks Tavuk ırkı ismini Amerika’nın Plymouth bölgesinde almıştır. Plymouth Rocks Tavuk ırkı 1874 yıllarında resmen tanınmıştır. Plymouth Rocks Tavuk ırkı Brahma ve Chöchin ve başka bilinmeyen ırklarla melezlenerek oluşturulmuştur. Görünüm Özellikleri Tüy renkleri Beyazlı Siyahlı çizgili Sarılı,Beyazlı ve Kahverengi renklere sahiptir. İbik, Göz ve Gaga çevresi kırmızıdır Orta Boylu bir tavuk ırkıdır Bacakları beyaz renkli ve tüysüzdür Verim Özellikleri Canlı Ağırlık Horoz: 3,5 – 4 kg Canlı Ağırlık Tavuk: 2,5 – 3 kg Yumurta Sayısı: 180 – 210 Tane (Yılda) Yumurta Rengi: Açık Kahverengi Yumurta Ağırlığı: 45 – 55 gram Irka Özgü Özellikler Güçlü,Dayanıklı ve Sakin bir ırktır Uçma kabiliyetleri çok iyi değildir Parazit ve Hastalıklara karşı dayanıklıdır Civcivleri hızlı gelişir ve olgunluğa erişirler Çok alana ihtiyaç duymazlar ancak boş arazide yürümeyi severler Yem değerlendirmeleri çok iyidir Bakımı kolay bir ırktır Bu Türler Haricinde verimi yüksek tavuk türleri ise aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz.
Kuluckalık yumurta seçimi KULUÇKALIK YUMURTA ÖZELLİKLERİ ; Kümesten alınan her yumurta Kuluçkalık vasfa sahip değildir. Yumurta siparişlerinin yoğunlaştığı şu sıralarda Kuluçkalık yumurta alan ve satan arkadaşların dikkat etmesi gereken bazı hususlar şunlardır; 1. YUMURTANIN BOYUTU : Tavuk cinsine( bantam -dev) göre değişkenlik gösterip ideal bir Kuluçkalık yumurta 50-65 gr aralığında olması gerekir. Fazla büyük yumurtalar ya çift sarılıdır yada tavuk çok yaşlıdır. Küçük yumurtalar ise ya kılavuzdur yada hasta bir tavuğun yumurtasıdır. Her iki durumda da çıkımda sorun yaşanır. 2. YUMURTANIN RENGİ : Her tavuk ırkının kendine has bir yumurta rengi vardır. Eğer bir ırka ait yumurta renginin dışında bir yumurta kümesinizde alındıysa bu tavukta ya ırkın standart a uygun olmamasından yada tavuğun bir rahatsızlığının olduğunun işaretidir. Her iki durumda da yumurtadan sağlıklı veya safkan bir civciv çıkmayacaktır. 3. YUMURTANIN ŞEKLİ : Yumurtanın düzgün pürüzsüz ve bir ucu daha sivri elips şeklinde olması gerekir. Yumurta şeklindeki bozukluklar yumurtayı yapan tavuğun geçirdiği bir hastalıktan sonra meydana gelmiş veya devam eden bir rahatsızlığının belirtisi olabilir. Şekil bozukluğuna sahip yumurtanın mikroorganizma barındırması ve kuluçka makinenize bu mikrobu bulaştırması muhtemeldir. 4. YUMURTANIN TAZELİĞİ: Yumurta ne kadar taze ise sağlıklı civciv elde edilmesi o kadar yüksektir. Bunun nedeni yumurta beklediği süreç içerisinde gözeneklerden sürekli su kaybeder hava boşluğu sürekli büyür yumurta nın tazeliğini hava boşluğunun boyutundan anlayabilirsiniz. Bu yüzden Kuluçkalık yumurtalar çok uzun süre bekletilmemelidir, bekletilirken nemli ve serin bir ortam tercih edilmelidir. Tüm bu özelliklere sahip Kuluçkalık yumurta alıp satmak mağdur olma veya mağdur etme olasılığını azaltacaktır. Kanatlılarda Tüy Sorunları Tavuklarda Tüy Kaybı Tavukların tüyleri, vücuda koruma ve izolasyon sağlama açısından çok önemli roller oynamaktadır. Çok fazla tüy kaybı, maruz kalan ette enfeksiyonlara ya da dokularda morluklara yol açan yaralanmaların meydana gelme olasılığını arttırır ve buna ek olarak, vücut sıcaklığını korumak için daha fazla enerji kullanımının gerekli olmasına da yol açabilir. Sonuç olarak, çok fazla tüy kaybeden kanatlılarda, sıklıkla maruz kalan bölgelerden kaybedilen ısıyı dengelemek için gereken enerjiyi üretmek üzere daha fazla yem tüketimi gerekli olmaktadır. Bu durum, yem dönüşümünü de olumsuz etkileyebilir ve yem giderlerinin artmasına yol açabilir. Bu nedenle aşırı tüy kaybının önlenmesi, sürünün sağlığı ve karlılığı üzerinde önemli bir etki göstermektedir. Küçük sürülerde aşırı tüy kaybının başta gelen nedenleri aşağıda sıralanmaktadır: Yetersiz Beslenme: Tüylerin iyi bir şekilde büyümesi ve korunması için proteinler, amino asitler, vitaminler ve minerallerin yeterli miktarda alınması gereklidir. Arka bahçede yetiştirilen bir sürüde yetersiz beslenmeye bağlı bir sorun ortaya çıkması alışılmamış bir durum değildir. Kanatlı yaşına ve türüne uygun olarak formüle edilmiş tam olarak dengeli bir kanatlı yemi, sürünün tüy büyümesini ve korunmasını sürdürmek için gereken besin maddelerini almasını sağlayacaktır. Kanatlının yaşına uygun ve yumurta ya da et üretimine yönelik olarak spesifik bir şekilde formüle edilmiş olan yemler, sürüleriniz için en iyi beslemeyi sağlar. Örneğin büyümeleri daha hızlı olduğunda, etlik kanatlıların erken dönemde daha yüksek düzeylerde proteine ihtiyacı vardır. Olgunluk çağına ulaştıklarında, vücut ağırlığını ve tüy büyümesini sürdürmek için gereksinim duydukları protein miktarı daha düşüktür. Buna ek olarak, yumurta üretimi için yetiştirilen kanatlıların gereksinim duyduğu protein, enerji ve mineral düzeyleri, etlik kanatlılara kıyasla farklı olacaktır. Dolayısıyla kanatlılarınızın gerektiği gibi beslendiğinden emin olmak için en iyi yöntem, yetiştirilen kanatlının türüne ve yaşına göre formüle edilmiş bir kanatlı yemi satın almaktır (yani etlik kanatlılar için broiler başlatma, büyütme ve bitirme rasyonları ve yumurta üreticileri için piliç/yumurta tavuğu yemleri). Tüy Gagalama ve Çekme: Kanatlıların tüy kaybı, bazen sürüdeki diğer kanatlıların tüyleri gagalaması ve çekmesiyle bağlantılı olabilir. Yetersiz besin alımı bu davranış tipini tetikleyebildiğinden, tüy gagalama ve çekme kötü beslenme sonucunda da ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, uygun yemin verilmesi ve tüy kaybı ortaya çıkması halinde, bu kaybın, sürünün bazı üyelerinin agresif davranışı sonucunda gerçekleşmesi mümkündür. Tüy gagalama ve çekme öğrenilmiş bir davranış olabilir ve çoğunlukla, sürünün bir ya da birkaç üyesinin bu davranışı göstermesinin bir sonucudur. Kanatlılar yapı olarak meraklı hayvanlardır ve dikkatlerini çeken objeleri gagalayacaklardır. Dikkatlerinin sürüdeki diğer kanatlıların tüyleri üzerinde odaklanması ve gagalama/çekmenin başlaması halinde, bu durum, sürünün diğer üyelerine de yayılan bir alışkanlık haline gelebilmektedir. Kanatlılar aynı zamanda bölgelerine de oldukça bağlıdır ve tüylerin gagalanması/çekilmesi bu davranışın bir göstergesi olabilir. Tüy kaybının tüm kanatlılar yerine yalnızca sürünün birkaç üyesinde gözlenmesi halinde, bu durum muhtemelen bu davranış tiplerinin sonucudur. Tüy kaybının bu tür bir aktivitenin sonucu olup olmadığını belirleme yöntemi, kanatlıları belirli bir süre gözlemek ve sürüdeki bazı kanatlıların, sürünün diğer üyelerine karşı fazlaca agresif davranıp davranmadığını saptamaktır. Böyle bir davranış gözlenmesi halinde en iyi çözüm, sorun çıkaran kanatlıyı/kanatlıları sürünün geri kalanından uzaklaştırmaktır. Birkaç haftalık izolasyon, bu davranışın sergilenmesini azaltabilecektir. Azaltmaması halinde, bu sorunun çözümü için söz konusu kanatlıların sürüden tamamen uzaklaştırılması gerekebilir. Gagalama ve çekmenin kronik sorun oluşturduğu sürüler için, erken yaşlarda gaganın kesilmesi gerekli olabilir. Gaga kesimi, kanatlılar yaklaşık altı haftalık olduğunda, üst gaganın ucundan itibaren yaklaşık 3/16 inç uzunluğunda bir bölüm çıkarılarak yapılabilir. Bu işlem bir ayak tırnağı makası kullanılarak yapılabilir; ancak kanatlının dilinin zarar görmemesi için dikkatli davranılmalıdır. Tüy Dökümü: Tüy dökümü, birkaç hafta ila birkaç ay arasında değişen bir süre boyunca yumurta tavuklarının yumurta üretiminin kesildiği ve boyun, göğüs ve sırt bölgesinden tüy kaybının gerçekleştiği doğal bir süreçtir. Tüy dökümü çoğunlukla kanatlıların ışığa doğal gün uzunluklarında maruz kaldığı doğal ortamlarda meydana gelmektedir. Sonbahar mevsiminde güneş ışığı süresinin kısalması, tüy dökümünün başlamasını tetikleyecektir. Bu, ilkbahar mevsiminde maksimum üreme performansı için uyarılmadan önce yumurta veren kanatlılara dinlenme dönemi sağlamanın doğal bir yöntemidir. Ticari sürelerde tüy dökümü, her gün yaklaşık 14 saat boyunca yapay ışık kullanılarak uzun süreli gün ışığı verilmesi yoluyla ortadan kaldırılmaktadır. Arka bahçede yetiştirilen sürülerin çoğu, güneş ışığındaki değişkenliklere maruz kalmakta ve dolayısıyla tüy dökümü, tüy kaybının sık görülen bir nedeni olabilmektedir. Tüy kaybının sonbahar ya da kış mevsiminde ortaya çıkması ve yeni tüyler görülmeden önce yalnızca birkaç ay sürmesi halinde, kanatlılarınız muhtemelen doğal bir tüy dökme sürecine girmiştir. Tüy dökümü, kanatlılarınızın sonbahar ve kış mevsimlerinde yumurtlamaya devam etmesini istemediğiniz takdirde endişelenmenizi gerektirecek bir durum değildir. Kulucka nın püf noktaları Kuluçka verimini etkileyen faktörler Sıcaklık, Nem, Havalandırma, Hava sirkülâsyonu, Yumurtaların çevrilme açıları, Isı yalıtımları Oksijen ihtiyacıdır. civciv çıkarma Yapay kuluçka makineleri aslında doğal kuluçka işleminin taklidinden başka bir şey değildir piyasada çeşitli boyutta ve şekilde kuluçka makineleri bulunmaktadır kendimizin ihtiyacı veya kapasitesini belirleyip ona göre makine tercihi yapmamız gerekir. Kuluçka makinesinin ebatları ve havalandırılması çok önemlidir makine içerisindeki hava sirkülasyonu makinenin her tarafına eşit dağıtılmalıdır. Çünkü canlının yaşaması için ilk önce oksijen gerekir. kuluçka makinelerinde tavuk için yumurtan ilk 18 gün kalmasını gelişim dönemi son 3 günkü dönemi de çıkım dönemi olarak kabul edilir. gelişim dönemindeki makinenin sıcaklığı 37.5–37.7 C arasındadır. çıkım dönemi yani son üç günkü sıcaklığı 36.1—37.2 c arasıdır . İyi bir kuluçka makinesinde sıcaklık sabit kalmalıdır. Kuluçka makinelerinde sıcaklık kadar nem de önemlidir. Gelişim dönemindeki nispi nem %55- 65 arsındadır Çıkım dönemindeki nispi nem %70-75 arasındadır makinelerin içinde çoğu zaman içi dolu su kapları makinenin nem ihtiyacını karşılar bir çok küçük ebatlı makinelerin bu kapların doldurulması sırasında her kapı açılışında makinenin nemi kaçar bunun için otomatik yani suyu kendi depodan alan bir sistemle çalışılması iyi olur. Yumurtalar makine ye dik uçları aşağıya gelecek şekilde yerleştirilmelidir. Kuluçka makinelerinde çevirme büyük önem taşır gelişim döneminde yumurtalar (tavuk için 18 gün) 45 derecelik bir açı ile öne ve arkaya doğru günde en az 6-8 defa çevrilmelidir buradaki amaç yumurta sarı sının özgül ağırlığı nedeni ile dibe çöker çevirme ile bu giderilir çıkıma son 3 gün kala çevirme yapılmaz. Yumurtadan civciv çıkışları aynı günde olmayabilir boyutları küçük yumurtalar daha erken çıkarlar yani 19 günden çıkış başlayıp 21 gün hatta 22 güne kadar sürebilir bazı kanatlıların kuluçka süreleri Tavuk 21 gün Hindi 28 gün Kaz 30 gün Keklik 24 gün Ördek 28 gün (pekin) Sülün 26 gün (yerli,ringneck) Tavuskuşu 28 gün Kuluçka sorunları ve sebepleri KULUÇKA SORUNLARININ KAYNAKLARI Kuluçkada oluşan sorunların üç farklı kaynağı vardır. 1) Damızlıklarla ilgili olanlar, 2) Kuluçkalık yumurtaların toplanıp saklanması sırasında oluşmuş sorunlar, 3) Kuluçka sırasında oluşan sorunlar olarak gruplandırılır. KULUÇKA KAYITLARI Kuluçkahanede elde edilen sonuçlar, daima kuluçkahane defterine işlenmelidir. Bu sonuçlar, beklenen değerler (standartlar) ile karşılaştırılmalıdır. Sonuçların tatmin edici olmaması halinde derhal durum değerlendirmesi yapmalı, sorun araştırılıp bulunmalı ve problem geç kalmadan çözülmelidir. Kuluçka işlemleri sırasında oluşan kimi sorunlar ve çözümün gecikmesi nedeni ile işletmenin çok büyük maddi zararlara uğrayabileceği daima hatırlanmalıdır. Kuluçkahanede tutulan kayıtlar; gelen yumurtaların tarihi, sayısı, bekletilme süreleri, geliştirme makinesine konuş tarihi, çıkım makinesine taşınma tarihi, çıkım tarihi, konulan yumurta sayısı, dölsüz yumurta sayısı, döllük oranı (%), çıkan civciv sayısı, çıkım gücü (%), kuluçka makinesi randımanı (%) gibi değerlerdir. Kuluçka sonuçlarının beklenenden kötü olması halinde sorunun hemen aranması gerekir. Sorun arama, 5 ve 6. günlerde ve 18. günde yumurtaların ışıklandırılması ile elde edilen sonuçlar ve kuluçka çıkım sonuçları tümü ile elde edildikten sonra ayrı ayrı yapılır. Civciv çıkmayan bir grup yumurta (Rastgele örnekleme ile kuluçka makinesinin değişik bölgelerinden alınan üç, beş kasaya ait çıkmamış tüm yumurtalar) kırılır ve dölsüz olanlar ile döllü olup ta ölen embriyoların hangi çağda ölmüş oldukları yüzde oran olarak tespit edilir. KIRILAN YUMURTALARIN SINIFLANDIRILMASI Civciv çıkmayan yumurtalardan alınmış örneklerin kırılması ve ölmüş embriyoların hangi gelişme safhasında olduklarının bilinmesi sonuçların değerlendirmesinde ipuçları verecektir. Kırılan yumurtalar, aşağıda olduğu gibi gruplandırılmalı ve gruplardaki ölü embriyo / civciv sayıları yüzde olarak hesaplanmalıdır. 1. Göz oluşmamış: Dölsüz, beyaz benekli, kanlı halka gelişmiş (ilk 24 saat) 2. Siyah göz oluşmuş, embriyolar yumurta kabuğunu doldurmamış: Tüy çıkmamış (13 günden küçük), tüy çıkmış (13 ile 16 gün arası) 3. Embriyo, yumurta kabuğunu doldurmuş: Sarı kese civcivin dışında (16-18 gün), sarı kesenin yarısı ve daha fazlası civcivin içinde (18-20 gün arası) 4. Civciv kabukta yapışık: Civciv kabuğu delememiş, kabuğu delmiş ve kurumuş veya kabuktan çıkmış fakat yapışık. Yukarıda anlatılan gözlem ve yumurta kırma işleminden sonra elde edilen bilgiler değerlendirilir ve kuluçka sonuçlarını kötü olarak etkileyen faktör ya da faktörlerin tahmini yapılmış olur. KULUÇKADAN ÇIKIM SORUNLARININ MUHTEMEL NEDENLERİ Çıkımla ilgili sorunların kimi muhtemel nedenleri aşağıda kısa olarak özetlenmiştir. Dölsüzlük: Damızlıkların yanlış çiftleştirilmeleri, erkeklerin yaşlanmış olması, sürüde erkek/dişi oranının yanlış olması, yumurtaların eski olması, damızlık yeminin kalitesiz olması, damızlıkların özellikle erkeklerin şişmanlamış olması, erkeklerde ayak hastalıkları, tüm sürüde enfeksiyöz bir hastalığın bulunması, yanlış yerleşim sıklığı, kümeste yanlış ışıklandırma gibi nedenler. Erken embriyonik ölümler: Yumurtaların toplama ve taşıma sırasında hırpalanmış olmaları, yanlış ilaçlama, damızlık yemlerinde vitamin eksikliği, damızlık sürüde hastalık, kuluçka geliştirme makinesinde yanlış sıcaklık, makinede çevirme ayarının yanlış olması, birinci kritik devrede yapılan gereksiz uygulamalar. Geç embriyonik ölümler: Yanlış kuluçka makinesi sıcaklığı, yetersiz havalandırma ve oksijen yetersizliği, makine çevirmesinin yetersiz oluşu, damızlıkların beslenme yetersizliği, damızlıklarda hastalık, ikinci kritik devrede yapılan yanlış uygulamalar. Kabuğa yapışık ölümler: Makinede yanlış sıcaklık, nem oranının düşük olması, makinede ani ve kısa süreli sıcaklık artışları. Erken çıkım: Makinede Yüksek sıcaklık Geç çıkım: Makinede düşük sıcaklık, çok beklemiş yumurtalar, yaşlı damızlıklar. Civcivlerin birlikte çıkmaması: Makinelerde sıcaklık dağılımının düzensiz oluşu, taze ve eski yumurtaların karıştırılmış casino pa natet olması, küçük ve büyük yumurtaların karıştırılmış olması, genç ve yaşlı damızlık yumurtalarının karışmış olması. Göbekleri şiş ve şekli bozuk civcivler: Makine sıcaklığı çok yüksek, rutubet düşük, kirli yumurtalar. Buruşuk, kısa, solgun, üzerinde kabuk parçası yapışık civcivler: Makine sıcaklığı çok yüksek, nem oranı düşük, çevirme yetersiz. İri, üzerlerine yumurta artıkları yapışmış, iki bacak arası ıslak ve kirli, göbek deliği kapanmamış civcivler: Makine sıcaklığı düşük, nem oranı yüksek. KULUCKA DA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE CEVAPLARI A) GENEL KULUÇKA PROBLEMLERİ 1) Küçük, beyaz bir germinal disk var ve herhangi bir kan görülmüyorsa, bu yumurta dölsüz kabul edilir. a) Horozlar yeterli cinsi olgunlukta değildir. b) Horozlar anormal sperm üretiyordur. c) Horoz sayısı fazladır. d) Sürüler yaşlanmıştır. e) Aşırı canlı ağırlık sözkonusu olabilir. 2) Büyümüş bir germinal disk var, kan yok ise döllü kabul edilir. a) Yumurtalar çok uzun bekletilmişlerdir. b) Bekletme koşulları uygun değildir. c) Nakliye sırasında çok titreşim olmuştur. d) Yumurta kabuğundaki gözenekler solunumu önleyecek şekilde kapanmıştır. e) Damızlıklar çok genç veya çok yaşlıdır. f) Kalıtsal faktörler. 3) Ölü embriolar; 3-6 günlük ölümler, yumurta sarısının emilme işi başlamış, embrio sol tarafta ve yumurta diski henüz oluşmamış ise, a) Yetersiz havalandırma söz konusudur. b) Yetersiz çevirme veya çevirme açısı uygun değildir. c) Vitamin E, pantotenik asit, biyotin, riboflavin ve linoleik asit eksikliği olabilir. 4) Ölü embriolar; 7-14 günler arası, yumurta diski oluşmuş, parmak ve tırnaklar var, tüylenme başlamış ise (8.gün) a) Yetersiz sıcaklık, havalandırma, nem ve çevrilme söz konusu olabilir. b) Herhangi bir kontaminasyon olabilir. c) Riboflavin, Vitamin B12, biyotin, niasin, pridoksin, pantotenik asit, fosfor, linoleik asit eksikliği olabilir. 5) Ölü embriolar; 14. günden sonra ise; a) Uygun olmayan makina sıcaklığı, nem havalandırma ve çevirme işlemi. b) Herhangi bir küf kontaminasyonu. c) Fumigasyonun çok şiddetli veya uzun süreli yapılması. d) Transfer sırasında yumurtaların soğuması veya transferin çok geç yapılması. e) Transferde kabuk kırılmaları. f) Vitamin ve mineral eksikliği. g) Kalıtsal faktörler. B) ÖZEL KULUÇKA PROBLEMLERİ 1) Tam oluşmuş embriyo fakat yumurtayı delememiş, yumurta sarısı tamemn karın boşluğuna çekilememiş. a) Yetersiz çevirme söz konusu olabilir. b) Makina içindeki nem çok yüksek olabilir. c) Gelişme makinasında sıcaklık çok düşük, çıkım makinasında sıcaklık çok yüksek olabilir. d) Transferde yumurtalar soğumuş olabilir. e) Beslenme yetersizlikleri. f) Kalıtsal faktörler g) Yetersiz çevirme h) Uzun süre depoda tutma. 2) Tam oluşmuş embrio, yumurta delinmiş fakat ölü ise; a) Uzun süre düşük nem ve sıcaklığa maruz kalmış olabilir. b) Beslenme eksiklikleri c) Damızlık hastalıklar. d) Transferde yumurtalar hasar görmüş olabilir. e) Depoda uzun süre bekletilmiş olabilir. 3) Kabuk kısmen delinmiş embriyo ölü veya canlı ise: a) Çıkım sırasında fumigasyon çok fazla etkili olmuştur. b) yumurtalar tavalara dizilirken sivri uç yukarıya gelecek şekilde yerleştirilmiş olabilir. 4) Civcivler erken çıkmış, zayıf ve gürültülü ise; a) Küçük yumurta yüklenmiştir. b) Farklı ırktan yumurtalar kullanılmıştır. c) Gelişme makinasında sıcaklık çok fazladır veya nemi çok düşüktür. 5) Çıkım gecikirse; a) Yumurtalar iridir. b) Damızlıklar yaşlıdır. c) Yumurtalar uzun süre depolanmıştır. d) Gelişme makinasında sıcaklık düşüktür. 6) Çıkım çok yavaş seyrediyorsa; a) Depo süresi farklı olan yumurtalar birlikte yüklenmiştir. b) Genç ve yaşlı anaç yumurtaları birlikte yüklenmiştir. c) Makinalarda sıcaklık çok düşük veya yüksektir. d) Makina odasının havalandırma sistemi uygun değildir. 7) Çıkan civciv ve civciv kalitesi açısından tavalar arasında fark varsa; a) İri ve küçük yumurtalar birlikte yüklenmiştir. b) Genç ve yaşlı yumurtalar birlikte yüklenmiştir. c) Bazı yumurtalar depoda fazla tutulmuştur. d) Farklı ırk ve hatlardan alınan yumurtalar birlikte yüklenmiştir. 8 ) Üzerinde yumurta akı bulaşık civcivler varsa a) Gelişme makinasında sıcaklık düşüktür veya nem yüksektir. b) Yetersiz çevirme. c) Yaşlı yumurta yüklenmiştir. d) Çok iri yumurta yüklenmiştir 9) Kabuğa yapışmış civciv veya üzerinde kabul parçaları kalmış civciv; a) Depo içinde, gelişme ve çıkım makinasında nem azdır. b) Yetersiz çevirme. c) Kabuk kalitesi kötü yumurta yüklenmiştir. 10) Gelişimini tamamlayamadan çıkmış, göbeği kanlı civciv varsa; a) Gelişim veya çıkım makinalarında sıcaklık çok yüksektir. 11) Küçük civciv; a) Küçük yumurta yüklenmiştir. b) Yumurta depo odasında veya gelişme makinasında nem azdır veya sıcaklık fazladır. c) Kuluçkanın bulunduğu yerin yüksekliği fazladır. d) İnce veya pürüzlü kabuklu yumurtalar yüklenmiş olabilir. 12) Kapanmamış göbekli, kaba tüylenmiş civcivler varsa; a) Gelişme makinasında yüksek sıcaklık veya sıcaklığın sık sık değişmesi. b) Çıkım makinasında düşük sıcaklık veya yüksek nem c) Damızlıklarda beslenme bozuklukları. 13) Kapanmamış göbek, ıslak, iri göbekli, yapışkan, kötü kokulu civcivler varsa; a) Göbek enfeksiyonları, yumurtaların iyi fumige edilmemesi, kuluçka tava veya makinalarının kirli olması. b) Gelişme makinasında düşük sıcaklık. c) Gelişme ve çıkım makinasında yüksek nem. d) Yetersiz havalandırma. 14) Zayıf civcivler; a) Çıkım makinasında yüksek ısı. b) Çıkım makinasında yetersiz havalandırma. c) Aşırı fumigasyon. d) Kontaminasyon. 15) Pozisyon bozuklukları: Kuluçkanın 18. gününde embriyo, yumurtanın uzun ekseni doğrultusunda, baş küt uç tarafında olup, sağ kanatın altındadır. Gaga hava boşluğuna, ayaklar ise başa doğru yönelmiştir. a) Yumurtalar sivri uç yukarı gelecek şekilde dizilmiş olabilir. b) Yetersiz çevirme. c) Gelişme makinasında yüksek veya düşük sıcaklık. d) Yaşlı anaçlar. e) Çok iri veya yuvarlak yumurtalar. f) Vitamin A ve B12 eksikliği. 16) Çarpık parmaklar ve yanlara doğru açılmış bacaklar a) Gelişme makinasında yüksek veya düşük sıcaklık. b) Yetersiz beslenme. 17) Şekil bozuklukları; a) Gelişme makinasında yüksek veya düşük sıcaklık. b) Yetersiz havalandırma. c) Yumurta naklinde fazla sarsılmalar. d) Yetersiz çevirme. e) Damızlıklardaki hastalıklar, besin madde yetersizlikleri. 18) Kısa veya kalın tüylü civcivler; a) Riboflavin yetersizliği b) Mikotoksinler c) 1-14.günler yüksek sıcaklık. 19) Kapalı gözlü veya gözlerde tüylerin yapışması; a) Çıkım makinasında yüksek sıcaklık ve düşük nem. b) Tüy toplayıcılar yetersizdir. c) Civciv çıktıktan sonra uzun süre makinada kalmıştır. d) Çıkım makinasında aşırı havalandırma söz konusudur. 20) Yumurta patlaması; a) Kirli folluk ve yumurtalar. b) Yer yumurtaları. c) Yumurtaların terlemesi. d) Yumurtaların ıslak bir bezle silinmesi. 21) Cüce civcivler; a) Yumurtalardaki enfeksiyonlar. b) Kuluçkahanedeki enfeksiyonlar. c) Anaçlardaki hastalıklar ve kalıtsal faktörler. d) Beslenme eksiklikleri. 22) Çarpık gaga ve bükük bacaklar kalıtsal faktörlerden kaynaklanmış olabilir.
YUMURTA HAKKINDA Yumurta, insanların yaşamlarını sürdürebilmesi, gelişmesi ve büyümesi için gerekli olan besin maddelerini içeren harikulade bir besin kaynağıdır. Besin değerinin en belirgin göstergesi, dış ortamda uygun sıcaklık ve nem sağlandığında, yumurtadan 21 günlük sure içerisinde civciv elde edilmesine olanak tanımasıdır. Yumurta yağ ve esansiyel aminoasitler bakımından zengin olup, kalorisi düşük bir besindir. Ayrıca vitamin fosfor ve demir kaynağıdır. Karbonhidrat kalsiyum ve vitamin C miktarı ise düşüktür. TAVUKLARIN ATASI Tavukların 150 milyon yıl önce yaşadığı kabul edilen Archaeopteryx adlı yarı sürüngen ve yarı kuş özelliğinde olan canlıdan evrim yoluyla meydana geldiği sanılmaktadır. YUMURTA KABUK RENGİ FARKLILIĞI Kabuk renginden, kabuğun meydana getirildiği uterus(rahim)’den salgılanan pigmentler sorumludur. Aracuana ırkı tavuklarda ise yumurta kabuğu mavi yeşil renktedir. Kulak lobu beyaz olan tavuklarda yumurta kabuğu beyaz, kulak lobu kırmızı olanlarda ise yumurtalar kahverengidir. Yumurta kabuk rengi beyaz veya kahverengi olanlar arasında besleyici değer olarak farklılık yoktur. TAVUKLAR BİR YUMURTAYI NE KADARLIK BİR SURE İÇERİSİNDE MEYDANA GETİRİR? Yumurtanın, yumurta kanalına düşüp yumurtlanmasına kadar geçen süre yaklaşık 22-26 saattir. KABUKTAKİ POR SAYISI Yumurtada yaklaşık olarak 7500 ile 17000 adet arasında çok küçük delikler (porlar) bulunur. Porlar yumurtanın çevresi ile gaz ve nem alışverişi yapmasına olanak tanır. Sayıca küt ucunda daha fazla bulunurken sivri uçta seyrek bulunur. HAVA BOŞLUĞU Hava boşluğu yumurtanın küt ucunda bulunur ve iki kabuk altı zarlarının birbirinden ayrılmasıyla oluşur. Hava boşluğunun büyüklüğü, yumurtanın tazeliğini belirlemede bir ölçüttür. HAŞLAMA 3. dakikada hafif pişmiş yumurta sarısı ve katılaşmış beyaz. 4. Dakikada hafifçe katılaşan yumurta sarısı ve katılaşmış beyaz. 5. Dakikada katılaşmış yumurta sarısı ve beyazı. 6. Dakikada kaynama ile hafif yumurta sarısı. 7. Dakikada pişmiş yumurta. YUMURTA TOK TUTAR Sabah kahvaltıda yenen yumurta bağırsaklarda uzun sure kaldığından tok tutar. Yumurta besin değeri yüksek, enerji değeri çok düşük olup (75-80 kalori) tokluk hissi yarattığı halde, fazla kalori yüklemez. YUMURTA SARISI Yumurta sarısı yumurtanın en besleyici ve kuru maddesi en yüksek kısmıdır. Lesitinin varlığı yumurtanın kan yapıcı özellik sağlamaktadır. Yumurta sarısının rengi; genotip, yaş, yemdeki lisin düzeyi, yetiştirme sistemi, yağlar, antioksidanlar, vitamin A ve kalsiyum tüketiminden etkilenmektedir. Yumurta sarısının renginin koyu ya da açık olması yumurtanın besin değeri üzerine herhangi bir etkisi yoktur. YUMURTANIN BÜYÜKLÜĞÜ Yumurtanın büyüklüğü, genetik yapıya, yumurtlama devresi, tüy dökümünün etkisi, yumurtlama döngüsü, yemin bileşimi ve çevre koşullarına bağlı olarak değişir. Sıcak havalarda yumurtalarda küçülme gözlenir. Yumurtlama devresi başlangıcında ise yumurtalar daha ufaktır. Tüy dökümünden sonraki ikinci verim döneminde yumurtalar irileşir. Yemin protein ve linoleik asit kapsamı yumurta büyüklüğü üzerine etki eder. PROTEİN Yumurta proteinin biyolojik değeri tamdır (%94). Bu nedenle uzmanlar yumurtayı diğer gıda maddelerindeki protein kalitesini ölçmek için standart bir değer olarak kullanırlar. 60 gr ağırlığında ki yumurta ile insanın günlük hayvansal orjinli protein gereksiniminin ¼’ini karşılanmış olur. BİR TAVUK KAÇ YUMURTA VERİR? Günümüz ticari hibrit tavukları ırkına bağlı olarak yılda yaklaşık olarak 250-350 arası yumurta verir. YUMURTANIN TAZELİĞİ Yumurtanın kalitesi kırılarak ve iç kalite özelliklerine bakılarak anlaşılır. Kırmadan yapılacak en iyi test yumurtayı kaynamış suya koymaktır. Eğer yumurta batıyorsa taze, yüzüyorsa bayat olabilir. ÇİĞ YUMURTA TÜKETİMİ Çiğ yumurta tüketiminde ciddi sağlık riskleri bulunur. Çünkü salmonella bakterileri sıcaklıkla birlikte önemli oranda etkinliklerini kaybederler, yumurtalar tüketimden önce pişirilmelidir. DEPOLAMA Avrupa Birliği düzenlemelerine göre maksimum depolama süresi yumurtladıktan sonra 28 gündür. YUMURTA DEPOLAMANIN EN İYİ YOLU Yumurta oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında ise 1 ay süre ile sağlıklı bir şekilde muhafaza edilebilir. Yumurtanın yüksek kalitede stabilizasyonunda en basit depolama yolu, satın alındıktan hemen sonra orijinal kartonunda buzdolabında saklamaktır. Karton su kayıplarını ve yumurta tadını diğer gıdalardan koku çekmesine engel olacak şekilde korumaktadır. Buzdolabında özellikle yumurtalar için tasarlanmış bölümlere yumurtaları koymak tavsiye edilmemektedir. Zira yumurtalar buralara konduğunda, yumurtaların zarar görmesi adına riskler taşımaktadır. Yumurta kabuğu yüzeyinde yaklaşık 17 bin gözenek bulunmaktadır ve bu gözenekler içerisinden yumurta, koku ve tat çekebilmektedir. Bu nedenle yumurtaların karton ya da kutu içerisinde saklanması onları taze tutar. YUMURTA AKINDA TEL TEL YA DA KILÇIK GİBİ BEYAZ PARÇA Bu yumurta akının normal içeriğidir ve şalaza olarak adlandırılır. Şalazanın bileşiminde protein ve antibiyotik yapılı lisozim maddesi bulunur. lisozim yumurta içine giren bakterilerin parçalanarak yumurtanın bozulmasını önler. KAÇ TANE YUMURTA YİYEBİLİRİM? Günde şu kadar yumurta yiyebilirsiniz diyemeyiz. Ancak her gün bir yumurta yemenizi önerebiliriz. Yiyebileceğiniz yumurta sayısı sağlık durumunuza, gıda tüketim tercihlerinize ve hayat standardınıza bağlıdır. KIRIK YUMURTA TÜKETİMİ Kırık yumurtalar her zaman salmonealla ya da diğer zararlı mikroorganizmalar tarafından kontaminasyon (mikroorganizma bulaşımı) riski taşır. Bu yumurtalar tercihe bağlı olarak derhal kullanılmalıdır. ÇİFT SARILI YUMURTALAR TÜKETİMİ Çift sarılı yumurtalar genelde genç tavuklar tarafından meydana getirilir. Üreme sistemlerinin olgunlaşmasıyla birlikte ovulasyon (yumurtlama) hızlı meydana gelmekte ve foliküllerde birlikte olgunlaşan iki yumurtanın infindubuluma (yumurta kanalı) birlikte gelmesi sonucu oluşmaktadır. Bu durum, iki yumurta sarısının kombine bir şekilde tek yumurta kabuğunda oluşumuna neden olmaktadır. 3 ya da 4 sarılı yumurtalar ise pek nadiren görülür. TEMİZLİK Zemine düşen yumurtalar, tuz dökülerek kolayca temizlenebilir.
Tavuk Cinsi Y.Verimi Y.Sayısı Y.Rengi Soğuk-Dayanıklı Ameraucana İyi 156 Açık Mavi Evet Araucana iyi 156 Açık Mavi Evet Easter Eggers Çok İyi 208 Green/Blue/Pink/Multi Evet Olive Egger. MPC İyi 156 Zeytin Yeşili Evet Legbar Çok İyi 208 Açık Mavi Evet Welsummer Çok İyi 210 Chocolate Evet Ancona Mükemmel 260 Beyaz Evet Australorp Mükemmel 260 Kahverengi Evet Amrock Mükemmel 250 Açık Kahve Evet Marans İyi 156 Chocolate Evet Penedesenca İyi 156 Chocolate Hayır Catalana Çok İyi 208 Krem Tonları Hayır Chantecler Çok İyi 208 Kahverengi Evet Cubalaya Çok İyi 208 Krem Tonları Evet Delaware Çok İyi 208 Kahverengi Evet Faverolles Çok İyi 208 Açık Kahve Evet Hamburg Çok İyi 208 Beyaz Evet MiHayırrca Çok İyi 208 Beyaz Evet Plymouth Rock İyi 220 Kahverengi Evet Sussex Çok İyi 220 Açık Kahve Evet Wyandotte Çok İyi 200 Kahverengi Evet Rhode Island Red iyi 260 Kahverengi Evet Ligorin Mükemmel 280 Beyaz Evet AĞIRLIK SINIFI AĞIRLIK XL - Çok Büyük ≥73 gr L - Büyük ≥63 - <73 gr M - Orta ≥53 - <63 gr S - Küçük <53 gr
Tavuk ve Civcivlerde E vitamini Eksikliği Ürün Bllgileri Tavuk, hindi, ördek ve diğer kümes hayvanların hastalıklarının bir spektrumu, çeşitli dokuların oksidasyon ile karakterize ve E vitamini eksikliğinden kaynaklanan, dünya çapında görülen. Sorun yüksek yağ ile diyetlerinde genellikle yem ekşime ile ilişkilidir. Encephalomalacia ve eksüdatif zayıflık yaşı 1-5 haftalık genç hayvanlarda görülür eğilimindedir. İşaretler Dengesizlik. Şaşırtıcı. Kontrolsüz hareketler. Üzerine düşen. Felç. Ventral ödem. Yeşil kanatlar. Otopsi tıkanıklık alanları ile şişmiş cerebellum. Kanama. Nekroz. Kanla veya yeşilimsi deri altı ödemi. Steatitis. kas beyaz işaretler. tanı İşaretler, lezyonlar, yem ekşime, histopatoloji, tıbbi tedaviye cevap. Ensefalomyelitli, toksisiteleri, nekrotik dermatit ayırt. tedavi yem ve / veya su içinde E vitamini ve / veya selenyum. yaygın cilt lezyonları vardır geniş spektrumlu antibiyotikler. önleme E vitamini, selenyum, antioksidan, kaliteli hammadde uygun seviyeleri. Değişik Dezenfektan Maddeleri Kullanımının Kuluçka Sonuçları Üzerine Etkisinin Belirlenmesi Ürün Bllgileri Araştırma, kuluçkalık yumurta dezenfeksiyonunda değişik dezenfektan maddelerin kullanımının kuluçka sonuçlarına ve toplam bakteri sayısı üzerine etkisini belirlemek üzere yürütülmüştür. Bu amaçla, araştırmada etken maddelerine göre kodlandırılan A, B, C ve D dezenfektanları kullanılmıştır. Dezenfektanlar, kuluçka sonuçları ve toplam bakteri sayılarına etkileri bakımından karşılaştırılmışlardır. Araştırmada üzerinde durulan kuluçka randımanı, çıkış gücü, erken, orta, geç dönem embriyo ölümleri, deforme civciv sayısı bakımından gruplar arasında farklılık bulunmamıştır Dezenfektan uygulaması sonrası toplam bakteri sayısı bakımından ise gruplar arasındaki farklılığın önemli olmadığı tespit edilmiştir Tavuklara Aşı Uygulama Yöntemi Ürün Bllgileri İÇME SUYU İLE AŞILAMA Uygulaması kolay, ekonomik ve kalabalık sürülerin kısa zamanda aşılanması mümkündür. Aşı reaksiyonları hemen hemen hiç görülmez. Ancak diğer yöntemlere göre bağışıklık oluşturma gücü düşüktür. Aşı hazırlanırken ve dağıtılırken plastik malzeme kullanılmalıdır. Hayvanlar aşılanmadan önce 1,5 – 2 saat susuz bırakılmalıdır. Aşının karıştırılacağı içme suyu hayvanların en fazla 2 saat içinde tüketecekleri miktarda olmalıdır. Aşı virüsünün canlılığını korumak için suya 2 g /lt yağsız süt tozu katılmalıdır.HAYVANIN YAŞI MİKTARI (1000 adet) GEREKLİ SU 10 – 14 gün 10 lt 2 – 4 haftalık 15 – 20 lt 5 – 10 haftalık 25 – 30 lt 10 haftalıktan sonra 40 lt GÖZ – BURUN DAMLA Genellikle 30 günlüğe kadar olan civcivlere uygulanır. Aşı özel dilüenti ile sulandırılıp, orijinal damlalığı ile göze veya buruna dikey pozisyonda damlatılır. Aşının hayvan tarafından emildiğine dikkat edilmelidir. Bu yöntemle oldukça etkili bir bağışıklık sağlanır. Bu tip aşılamada, aşı virüsü üst solunum yollarında çoğaldığı gibi aynı zamanda buradan vücuda yayılabilir ve immun sistemi uyararak bağışıklık oluşturur. Bu yöntem dikkat ve titizlikle uygulandığında iyi sonuç verir. Ancak fazla zaman ve işgücü gereklidir. Hayvanların yakalanması ve tutulması itina gerektirir. · GAGA DALDIRMA Göz burun damla yönteminin bir varyasyonudur. 3 haftalığa kadar olan civcivlere uygulanabilir. Bin doz aşı 150 – 200 ml temiz, ilaçsız, dezenfektansız, klorsuz taze suda eritilir. Karışım uygun derinlikte plastik, porselen veya cam kaba konur. Hayvanın gagası ve burun delikleri ( göz hariç ) aşı karışımına batırılır. Aşı karışımı azaldıkça üzerine ilave edilmelidir. Karışımın güneş ışınlarından korunması gereklidir. Bu yöntemle kontaminasyon her zaman olasıdır. Bu yüzden aşı dikkatli ve hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. · SPREY Bu yöntem canlı aşılarda uygulanır. Çok kısa zamanda kalabalık sürü ve işletmeleri aşılamak mümkündür. Yalnız; uzman olmayan kişilerin yapacakları uygulama yarardan çok zarar getirir. Sprey yönteminde genç hayvanlara büyük damlacıklı yaşlı hayvanlara küçük damlacıklı sprey yapılmalıdır. Sprey yaparken fanlar kapatılmalı ve aşı yapan kişi maske takmalıdır. Bu uygulama esas olarak hayvanların solunum sisteminde bağışıklık oluşturmak amacını taşımaktadır. İnce partiküller akciğerlere kadar ulaşmasına karşın kaba partiküller, üst solunum yolu mukozasında kalarak buralarda bağışıklık oluşturur. Bu yöntemin dezavantajı ise bütün hayvanların aşıyı uygun dozda aldığından emin olunamamasıdır. Bu nedenle antikor titreleri çok değişik bir aralıkta bulunabilir. Aşılamadan 15 – 20 gün sonra alınacak kanlarda antikor titrelerinin kontrolünde yarar vardır. Yine aşılamadan sonra aşı reaksiyonlarının görülmesi olası sonuçlardandır. · ENJEKSiYON Bu yöntemle canlı aşılar kullanılabildiği gibi, inaktif ölü aşılar da kullanılabilir. Aşılama yöntemlerinin en garantilisi ve en iyi sonuç verenidir. Ancak hayvanların tek tek yakalanması ve elle tutulmasından doğacak stresler, zaman ve iş gücü açısından gereksinimler, dikkatli olunmadığı takdirde birçok kayıp ve olumsuz aşı reaksiyonlarının ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulmalı ve unutulmamalıdır. Enjeksiyonlar kas içi ve derialtı olarak yapılabilir. Her bir hayvana belli miktarda aşı materyali verildiğinden uniform ve yüksek antikor titresi elde edilir. Yine kullanılan ekipmanların sterilizasyonuna dikkat edilmelidir. KANAT ZARINA BATIRMA Bu yöntemde kanadın damar ve sinirlerden fakir bölgesi, kanat zarına, oluklu iğne ile aşının batırılarak uygulanması söz konusudur. Kanadın iyice gerilip, iğnenin batırılacağı bölgenin görülmesi ve damarlara batırılmaması gereklidir. Aşı uygulamasından 7 – 10 gün sonra hayvanlar kontrol edilmelidir. Deride meydana gelen yangısal reaksiyonlar aşının tuttuğunu gösterir. Özellikle kanatlı çiçeğine karşı uzun yıllardır uygulanan bir yöntemdir. Tanınmış ve saygın isimler arasında bulunan şirketimiz, Tavukçuluk sektöründe zengin bir tarihe sahip olmasıyla, yumurtacı gruplarında, büyük anne, büyük baba, anne, baba ve melez yumurtalık civciv tedarik edebilen ilk ve tek şirket olarak sektör de genetik bir Türkiye lideridir. Bugün, Barred Plymouth Rock® Rhode Rock Siyah® Mavi Plymouth Rock® Kahverengi Brown Red® Barred Altın Benekli® Kahverengi Leghornve® Kehribar Amber® diğer tescil edilmiş ırkları, günlük büyükbaba ve ebeveyn civciv olarak tedarik etmektedir. Söz konusu ırklar, genetik renkleri ile sektörün en iyi bilinenleri ve en çok itibar edilen ırkları olup, her birinin kanıtlanmış başarılı bir geçmişi ve Türkiye çapında son derece büyük ve sadık bir müşteri kitlesi bulunmaktadır. Uzman Tavuk’ un başarılı ve son derece iyi yapılandırılmış genetik seleksiyon programı sayesinde, en yüksek kaliteli üretimi yapabilir, üretimin her aşamasını istikrarlı bir şekilde karlılıkla yönetebilirsiniz